Mustafa OKULLU
Köşe Yazarı
Mustafa OKULLU
 

POZİTİF DÜŞÜNMEK !

Uçakla yolculuk yaptığım sırada reklamlar arasında bir cümle hoşuma gitti. “Devamlı pozitif düşünün” Bu cümleden hareketle pozitif düşünmenin İslam’ın ruhuna uygun olduğunu düşünerek bu konuyu ele almaya karar verdim. Kur’an-ı Kerim’de Hucurat suresinde: Ey İman edenler Zan (başkası hakkında negatif düşünme) den sakının. Çünkü zannı n bazısı günahtır. Birbirinizin gizli kusurunu araştırmayın. Birbirinizi çekiştirmeyin. Herhangi biriniz ölmüş kardeşinizin etini yemeyi sever mi? Bundan tiksindiniz değil mi? O halde Allah a saygı duyup emrine uygun yaşayın.Aykırı davranmaktan sakının.Şüphesiz Allah c.c. tövbeleri kabul edendir. Çok merhametlidir. (Hucurat suresi ayet 12) Pozitif düşünce deyince herkesin aklına negatif olmayanın karşılığı, “pozitif”Düşünce gelmektedir. Pozitif Düşünce ile kişi Hangi durumda olursa olsun alternatif üretebilir, Kalıpların bize çizdiği sınırların ötesine geçebilir, Çözüme yöneliktir, Rasyoneldir, Hızlı değişime, aynı hızda ayak uydurabilir, Başarıya götüren tek yoldur, Uzlaşmacı bir kişilik kazandırır,  Hızlı karar verebilmeyi sağlayan bir düşünce sistemidir, Düşünsel özgürlüğü ifade eder, Özgürlüğün, düşüncede gerçekleşmesini sağlar.  İçinde bulunduğumuz 21.yüzyıla damgasını çoktan vurmuş olan değişim hızı, gittikçe ivme kazanmakta ve bu baş döndürücü hız düşünceyi zorlamaktadır. Çünkü günümüz insanının düşünce sistemi, içinde yaşadığı bu dünyanın, ancak şimdiye kadarki yavaş değişimini idrak edebilecek düzeydedir. Bugün ise, yaşadığımız sürekli değişim temposunun hızı, farklı hızda düşünmeye koşullanmış beynimizin bu yeni duruma uyum sağlamasına yeterli zaman bırakmamaktadır. Bugün, o dünün rahat tempodaki düşünce sistemi ile zorlanıyoruz. Çünkü zihin yapımız, korkunç bir hıza ulaşan değişimi fark etmek, anlamak, buna uyum sağlamak, çözüm üretmek, geleceği yapılandırmak için hızlı karar vermek ve bu kararları hızla uygulamaya koymak gibi, koşullara göre yapılanmış değildir. Bu sebeple insan zorlanmakta, stres, depresyon, iç çatışma, tatminsizlik, moral bozukluğu, isteklendirme düşüklüğü, psikolojik temelli organik belirti gösteren, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, migren, gastrit, kalp gibi elliden fazla hastalıkla karşı karşıya kalmaktadır. Oluşumun en önemli tarafı da, düne göre yapılanmış beynin, yetersiz kapasitesinin sebep olduğu bu problemleri, kendisinin idrak etme imkânının olmamasıdır. Bunun içindir ki, öğretmenlik mesleğini seçmiş olan kişinin gençlere, sadece dünün çıkarımlarından elde edilmiş, durağan bilgiler yerine, yarını görebilecekleri dinamik yapılar kazandırmaya yönelik bilgiler vermesi öğrencilerin, sınırlı bir mekân ya da düşüncenin dışına çıkarak, daha geniş bir bakış açısı kazanmalarını sağlamak, beraberinde öğrendiklerini her koşulda kullanmalarını, yeniden üretmelerini ve gerçekleşen değişiklikleri kavrayabilmelerini sağlayacaktır. Sağlık mesleğinde görev yapanlar o gün yaşanan hastalıkları ve belirtileri Yok edecek müdahalelerin yanı sıra, İnsanlara, bu duruma gelmemeleri için yapmaları gerekenler ve ileride karşılaşabilecekleri sağlık sorunları hakkında da bilgilendirmelilerdir. Yöneticiler, sadece bugün elinde olan kaynakları yönetmekle kalmayıp, hem yarının olası krizlerini düşünüp, hem de yönettiği kişilerin de yarını düşünmelerine imkan sağlayarak, farklı boyutlarda ve düzlemlerde, İnsanların sayıca daha fazla riski görmelerine ve düşünme sistemlerini kurabilmelerine olanak sağlamalıdır. Ebeveynler, kendi ebeveynlerinden aldığı yerleşik kural ve yasaklarla kısıtlı çocuklar yetiştirmek yerine onları yarınların değişimini görebilecek, kavrayabilecek, çözümler üretebilecek düşünce sistemine sahip bireyler olarak yetiştirmelidir.  Alternatifli düşünceyi öğrenebiliriz. Burada amaç beynin, üzerinde çalıştığımız konu ile ilgili bölgesindeki sinir ağlarını aktive ederek, işlevin yolunu değiştirmek veya faaliyetini hızlandırmaktır. Üniversite sınavına girenlerin dershanelerde binlerce matematik problemi çözerek, beynin çalışmasını hızlandırmalarını, ya da araba kullanırken önünde bir engel gören insanın düşünmeden ayağını gazdan çekip frene basarken aynı zamanda ellerinin de direksiyona yön vermesini ve gelişen koşullara göre yapacağı hareketi belirlemesini alternatifli düşünmeye örnek olarak verebiliriz. Alternatif üretmeyi öğrenen beyin, her olay karşısında farklı boyutlara ait birçok alternatif üretmeye başlar. Gelen uyaranın sadece görünen yüzü ile ilgilenmekle kalmaz diğer boyutlara da ait bilgiler üretir. Bir başka deyişle düşünce sistemimiz uyaranın çağrıştırdığı bilgi sınırının içinde kalmayarak sınırların ötesinde alternatifler üreten özgür bir yapıya kavuşur.  Akşam yatmadan önce yatağınızın dışında,sizi uyutacak kadar konforlu olmayan bir yerde gözleriniz kapalı olarak oturun. Oturduğunuz son andan geriye doğru o günün olaylarını film şeridi gibi gözünüzün önünden, ana başlıklar halinde geçirmeye çalışarak görselleştirin. Başarmanın arkasında pozitif enerji yatar, çünkü pozitif enerji performansı arttırır.Pozitif enerjiyi arttırmak için şu egzersizlerin yapılması önerilir. Sabahları kalktığınızda duş alın. Suyun yarattığı etki vücuttaki pozitif enerjiyi arttırır. Sabahları yapılacak egzersiz işe başlandığı ilk saatlerde karşılaşılan performans düşüklüğünün önüne geçer. Böylece, yeterli enerjiyle, hayal kırıklığı yaşamadan zor görevlerin üstesinden kolayca gelebilirsiniz. Meditasyon beden ve zihin arasında koordinasyonun kurulmasına dayanır. Bu uygulama gevşemeyi sağlayarak, vücuttaki herhangi bir acıdan arınmayı, zihni boşaltarak, vücuttaki her bir hareketten haberdar olmayı öğrenmek suretiyle, sinir sistemini sakinleştirmeyi ve böylece enerji harcamasını minimize etmeyi öğretir. Stresle mücadele ile kaybedilen enerjiyi önlemek ve enerjinin yeniden kazanılmasını sağlamak için yapılan gevşeme egzersizleri birkaç çeşittir. Pozitif enerjiyi toplamak için 10 maddelik öneri: Nelere sahip olduğunuzun farkında olun.  Hedefleri belirleyin ve plan yapın  Değiştiremeyeceğiniz şeyler üzerinde ısrar etmeyin  Daha iyi bir dünya düşleyin  Çiğneyemeyeceğiniz lokmayı ağzınıza almayın  Probleminizle yüz yüze gelmeye çalışın  İşinizin çok önemli olduğu üzerinde durun  Dikkatinizi içinde bulunduğunuz durum ve zamanda toplayın  Dinlenmek için zaman ayırın  Başkalarına da güvenmeyi öğrenin.  Sırada başarı için pozitif duygunun kazanılması konusu var. Zihninizde kendinizi, başarı kazanan biri olarak canlandırın. Bu resmi zihninizde devam ettirin. Kendinizi hiçbir zaman kaybeden olarak düşünmeyin. O an içinde bulunduğunuz durum ne kadar vahim olursa olsun daima başarılı bir tablo çizin. Şimdi pozitif düşünceye ulaşabilmek için sayacağım davranış şekillerinden ne kadarını kendi yaşantınız için uygulayabildiğinizi gözden geçirin. Böylece pozitif düşünmeyi öğrenme sürecinde ne kadar yol aldığınızı tespit edebilirsiniz.  Negatif düşünceler aklınıza geldiği zaman, özellikle sesli olarak pozitif alternatifleri üretin ve tekrarlayın.  Hayallerinize engeller oluşmasına izin vermeyin. Bu engelleri mümkün olduğu kadar minimize etmeye çalışın  Zorlukları korku ile değil, olduğu gibi ele almaya çalışın.  Diğer insanlara bakıp, özenerek onları taklit etmeye çalışmayın. Ne herhangi biri tam olarak siz olabilir ne de siz bir başkası olabilirsiniz.  Neyi, niçin yaptığınızın bilincinde olmalısınız. Bunu tartışacak, anlamanıza yardım edecek bir dosta sahip olun.  Zaman zaman uygun olan yerde inançla ilgili şöyle bir cümleyi tekrar ederek varsa aşağılık duygusunun negatif etkisini kaldırmaya ve kendinize güveninizi kazanmaya çalışın. ”Allah, İnsanlara her şeyi başarabilme gücünü verdi. Ben de bu güce sahibim. Yapacağım tek şey bunu kullanmak.  Kendinizi çeşitli olaylar içinde analiz ederek iyice tanımaya çalışmalısınız. Sahip olduğunuz yeteneklerinizi iyi bilirseniz, onları her seferinde % 10 yükseltmek üzere hedefler koyarak kademe kademe ulaşabilirsiniz.  Hiçbir şeyin sizi yıkamayacağını kendinize tekrarlayın ve buna inanın. Bu inanç sizin her karşılaştığınız problemle baş etmeniz konusunda gerekli olan enerjinin oluşmasını sağlayacaktır.  Sizi negatif olarak etkileyecek olan çevrelerden uzak durun. Çevreyi pozitif olarak etkileyemiyorsanız ısrar etmeyin. Negatif çevre sizi etkisi altına alabilir.  Koyduğunuz hedeflerin belirgin olmasını sağlayın. Hedefe ulaştığınız zaman bunu hemen bilmelisiniz ki, ödül merkeziniz uyarılabilsin. Muğlâk bir hedef, enerji tüketimine sebep olur ve hayal kırıklığı yaratır.  İçinde bulunduğunuz grupla pozitif deneyimlerinizi paylaşın. Bu şekilde hem pozitifleri görebilir ve hem de çevrenizdekilerin görmesini sağlayabilirsiniz.  Açık, net ve anlaşılır olmaya çalışın. Gizemli veya sır küpü görünümlerden kaçının.  İnsanları motive etmek için geribildirimleri anında verin ve bunun o kişi tarafından anlaşılır olmasını sağlayın. Uygun zamanın gelmesini beklemeyin.  Geribildirimleri verirken pozitif tonda bir ses ve beden dili kullanın.  Rutin olan işinizi kendiniz için eğlenceli bir hale getirin.  İnsanlara pozitif geribildirim vermede ayrımcılık yapmayın, adaletli olun. Aksi halde ödülü alan “Neden ben?” , almayan da “Neden bana verilmiyor?” diye sorar. Bu çevrenizde güven duygusunun sarsılmasına neden olur.  Güler yüzlü olun, etrafınızda karşılaştığınız insanların nasıl olduklarını sormayı ihmal etmeyin. Unutmayın pozitif enerji iletişimle aktarılır.  Önce kendiniz, sonra karşınızdakilerle barışık olun ve saygı duyun.  Eleştiriye açık olun, takım arkadaşlarınızın sizin iyi olmayan taraflarınızı, düzeltebilmeniz için eleştirmelerine müsaade edin.  İnsanların ileri sürdüğü yeni fikir ve öneriler o an için kullanılır olmasalar bile, kişiyi ödüllendirici geribildirimler verin. Zira o işe yaramaz görünün fikirler, kullanılmaya uygun olanların doğmasına yardım eder.  Son olarak pozitif düşüncenin bizlere neler kazandırdığına bakalım. Az önce yaptığımızı yine tekrarlayalım ve simdi de kendi adımıza kazanımlardan ne kadarına sahip olduğumuzu tespit edelim. Pozitif düşüncenin öğrenilmesi ile elde edilen alternatif üretme sanatı ve pozitif enerjinin kontrolü, insanın birçok alandaki uygulamalarında, başarı elde etme kolaylığını ve devamlılığını getirir. Böylece, hızlı değişen dünya ile başa çıkma kolaylaşır. Koşulların hızla değiştiği, herkes için çok farklı çözüm üretmenin gerekli olduğu günümüzde, karşılaştığımız durumlara ayak uydurabilmeyi sağlayacak bir yapı kazanılmış olur. Şimdi pozitif düşüncenin bize kazandırdıklarını başlıklar halinde görelim.  Rasyonel yapısı kazanılmış olur.  İnsan öğreti kalıplarının oluşturduğu sınırların da ötesinde düşünebilir ve görebilir, farklı ve özgün çözümler üretebilir.  Pozitif düşünce yapısı, düşünce sistemine özgürlük sağlar.  Pozitif düşünce yapısına sahip olan kişi ilişkilerinde ortak noktayı kolay bulur.  Hazırcevaptır.  Düşüncesi başkalarının düşünce şekillerini de içerir dolayısıyla karşısındakini daha kolay anlar.  Barışçıl bir düşünce sistemine sahiptir.  Kıskanma duygusundan uzaktır. Zira farklı düşüncelere sahiptir ve her zaman paylaşacağı bir şeyleri vardır.  Kendini iyi tanır ve tatmin olacağı cevaplar üretir veya ne aradığını bilir.  Kendi kendini motive ederken çevresindekileri de motive eder.  Her zaman açık bir kapı görebilir ve dolayısıyla strese girmez.  Değişimlere ayak uydurmada süratlidir.  Pozitif düşünce yapısına sahip olanların kendine güvenleri vardır, dolayısıyla etraflarında güvenilir bir ortam oluştururlar.  Pozitif düşünme modelini benimseyen insan, beyninin kontrolünü, dolayısıyla bütün davranışlarının kontrolünü kendi elinde tutar.  Pozitif düşünce yapısına sahip insanların bir araya gelmelerinden doğacak sinerjinin boyutları, her türlü krizi aşmaya yeterli olur.  Pozitif düşünce boyutunu kazanmış insan huzurludur, etrafındakilere de huzur verir.  Pozitif düşünce yapısına sahip olan insanların kendilerini gerçekleştirmeleri daha kolaydır.  Daima çözüme yönelik bir düşünce sistemi ile hareket eder.  Pozitif düşünceye sahip insan kendi kendine karar verebilme ve yönlendirebilme yeteneğine sahiptir.  Pozitif düşünce yapısını benimsemiş insan işbirlikçi, ikna edici ve öğrenmeye daima açıktır.  Hayatınıza pozitif düşünceyi davet ederseniz, hem kendinizi hem de dış dünyayı daha fazla seveceksiniz. Kendimizi ve başkalarını sevmek özgüven oluşturur. Böylece çevremizde oluşturacağımız güvenli bir dünyada yaşamak daha sağlıklı, kolay ve mutluluk dolu olacaktır. (alıntı) Hiç kendinizi sorguladınız mı? Duygularınızı tanıyor musunuz? Düşünce ve duygularınızı inatla savunuyor musunuz? Kendinizin ve başkalarının duygularına önem veriyor musunuz? İstediğiniz amaçlara ulaşıyor musunuz? Kendinize güveniyor musunuz? Hem kendinizi hem de başkalarını kırmamaya özen gösteriyor musunuz? Kendinizi üstün görüyor musunuz? Sürekli öfkeli ve kaygılı mısınız? Temkinli ve sorunlardan kaçıyor musunuz? Zaman zaman kabalaşıyor musunuz? Hiç düşünmeden başkalarını kırarak kendinizi haklı çıkarmaya mı çalışıyorsunuz? Başkaları sizin hakkınızda karar veriyor ve sesinizi çıkarmıyor musunuz?  Geleceğinizle ilgili kararlar almak aslında hiç de zor değildir. Zorluğu yaratan, sizin kendinizi yeterince tanımamanızdır.Hayallerinizin büyüklüğü, geleceğe bakışınızın ve ufkunuzun genişliğine bağlıdır. Yaşamınızda çok büyük bir başarısızlık yaşadınız mı?, kendinden çok daha kötü durumda olan insanlar olduğunu fark ettiğin an, işte o zaman, sorununu nasıl çözeceğini düşünmeye başlarsın. İngiltere’de yapılan bir araştırma, düşünme ve dokunmanın gücünü kanıtladı. Araştırmanın özeti şu: İnsan, eliyle ağrılarını dindirir, düşüncesiyle hastalanır, yanmayan parmaklarının bile su toplamasını sağlayabilir. Peki, insan düşüncenin ’gücü’nü nasıl kullanır? Nörolog Dr. Marjolein Kammers başkanlığındaki ekip, fiziksel beden ile zihinsel bedenin nasıl ortak çalıştığını bilimsel olarak ortaya koyan bir araştırmaya imza attı. Aslında İngiliz bilim insanlarının yaptığı bu araştırma, insanın beden enerjisiyle ve dokunarak hem başkalarını hem de kendi bedenini şifalandırması esasına dayanan Uzak Doğu öğretisi reikiyle aynı noktada buluşuyor, yani araştırma, reiki felsefesini destekliyor. Doktorlar da tıbbi tedaviyle birlikte önerilen ve kişinin pozitif enerjisini yükselten yöntemlerin hem hastaya hem de doktora önemli katkılar sağladığı görüşünde birleşiyor. ntvmsnbc, İngiltere’deki araştırmayı ve araştırma sonucuyla örtüşen reikiyi uzmanlarıyla konuştu, insanın düşünce gücünü nasıl kullandığını irdeledi. (alıntı) BAŞKASININ ELİ DOKUNDUĞUNDA AĞRI ARTIYOR Londra Üniversitesi Nöroloji Bölümü’nden bilim insanları, karmaşık bir fiziksel duygu olan ağrıyı azaltmak için ‘kendine dokunma’yı kullandı. “Yaralandığınızda veya bir elinizi kestiğinizde ilk yapacağınız şey nedir?” sorusunu yönelten Dr. Marjolein Kammers, “Yaralandığınızda veya herhangi bir sebepten dolayı ağrınız olduğunda elinizi ağrıyan yerin üzerine koyun, ağrınız hafifleyecektir” diyor. Dr. Kammers’a göre, insanların ağrıyan yerlerine ellerini götürmesi otomatik olarak düşünce gücünü harekete geçiriyor ve kişinin, o noktaya yoğunlaşmasını sağlıyor. Bu da beynin, bedensel duyumsal korteks denen somatosensory cortex bölgesini aktive ederek oluyor. Çalışmayı yapan uzmanlar, araştırmaya katılan hastalardan ellerini ağrıyan yerlerinden çekmeleri istendiğinde ve bir başkasının elinin o bölgede tutulması halinde ağrıda artış olduğunu belirtiyor. Ağrı kontrolunda düşünce gücü ağrı kesici olabilir. Dr. Kammers bunu, “Düşünce gücü ile fiziksel ve zihinsel bedenin ortak çalışması sonucu gelişen içgüdüsel bir tavır” olarak nitelendiriyor. Tıp dünyasında ağrı kontrolünün, ağrı kesicilerden ziyade düşünce gücüyle yapılması da aynı esasa dayandırılıyor. Ayrıca, kaza veya ameliyat sonrası kaybedilen uzuv ya da organın hala ağrıdığını hmenin de fiziksel aktivitelerin yanı sıra düşünce gücüyle oluşturulmuş ve ‘fantom ağrı’ olarak isimlendirilen merkezi ağrılar olduğu belirtiliyor. Bilimsel anlamda açıklamasını tam olarak yapamayan araştırmacılara göre, hastaların düşünce güçleriyle kendi kendilerini hastalandırabildikleri gibi aynı güçle kendi kendilerini tedavi edebileceklerinin de göstergesi. İÇİNİZDEKİ GÜCÜN FARKINDA MISINIZ? ‘‘İnsan, bünyesinde taşıdığı ilahi öz ile her şeyi başarabilir, hasta ise sağlığına yeniden kavuşmayı, sağlığını korumayı ve geliştirmeyi... Yunus Emre’nin ’Bir ben var bende benden içeri’ sözünden kastettiği, içimizdeki bu ilahi öz’dür. içimizdeki bu ilahi öz ile temas kurmanın yollarından biridir.” “Aslında ellerdeki enerjinin, dokunmanın ve düşünce gücünün etkinliğini anlamak için araştırmalara ihtiyacımız yok ama bunun bilimsel olarak de kanıtlanması önemli. Ama bunun, her insanın içinde var olan enerjinin, bir mekanizmanın harekete geçirilme şekli olduğunu belirtiliyor. Duyguları yatıştıran, rahatlama sağlayan, zihni sakinleştiren ve mutluluk hormonunun salgılanmasını artıran meditasyon, yoga gibi teknikler, ruhsal ve fiziksel sağlık ile bağışıklık sistemini güçlendirdiği için özellikle kronik hastalıklarla mücadele eden hastalara önemli bir psikolojik destek sağlıyor. Uzmanlar, kanserin bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla ortaya çıktığını söylüyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin en iyi yollarından biri de moraldir. Tedavinin başarılı olabilmesi için hastanın psikolojik durumunun mutlaka iyileştirilmesi gerekir. Hasta yüksek moral değerlere ulaştırılmalı ve özündeki güçle kanseri yeneceğine inanmalı. ilahi enerji sorgulanırsa, insan kendi gücüne inanırsa ibre şifadan yana döner. Bu çok kolay bir süreç değildir ama gereği yapılırsa başarı sağlanabilir. İnsan kendisini sevmedikten sonra başkasını sevemez. Biz başkasını sevdiğimizi düşündüğümüz zaman bile aslında bir şekilde ve çok derinlerde kendimizi seviyoruz demektir. Eğer birisini sevmiyorsak, bir şekilde kendimizi de sevmediğimizi söyleyebiliriz. Yazar: Tülay Karabağ ,kaynak: http://www.ntvmsnbc.com Hayatta sürekli kaybettiğini ve şanssız olduğunu düşünmenin insanın hayatını mahvedebileceğini belirten uzmanlar, pozitif düşünmenin gücüne dikkat çektiler. Dokuz olumlu yol - “Ya hep ya hiç”çi olmayın. Tek bir olumsuzlukla kendinizi bırakmayın. - Asla “asla” demeyin. Bu tür genellemelere set çekin. - Her şeyde pozitif bir yan bulmaya çalışıp ruh halinizin iyi olmasına yardımcı olun. - Duygular yerine mantıkla karar verin. Duygularınızla kanıya vardığınızda onu sorgulamazsınız. - “Zorundayım”, “Yapmam gerekli” gibi kavramlar suçluluk duygusuna iter. Bu duygudan kurtulun. Yapabildiğiniz kadarını yapın, kendi sağlığınız veya huzurunuz pahasına bir şey yapmayın. - Kendinize bazı benzetmeleri yapıştırmayın. “Ben hep kaybederim” tavrı, hareketlerinizin kontrolünü kaybetmenize neden olur ve olumsuz şeye gerçekten inanırsınız. - Falcılıktan vazgeçin. Sonucu bilmemenize rağmen en kötüsünün olacağını tahmin etmekten vazgeçin. - İnsanların ne düşündüğünü bilemezsiniz. Bu nedenle biri size baktığında sizi yargıladığını düşünmekten vazgeçin. - Yaptıklarınızdan kendiniz sorumlusunuz, başkalarını suçlamayı bırakın. Pozitif düşünce insanı başarıya götürmeye yöneliktir. Gülümsemeye büyük bir önem verir. Durum her ne olursa olsun, psişik ve organik yapımıza pozitif dönüşüm sağlar. Hızlı ve sağlam karar vermesi öğretisi içerir. Düşünce özgürlüğünü en fazla önemsemeyen düşünme sanatlarındandır. Özgürlüğün, düşüncede gerçekleşmesini sağlar. Pozitif düşünürken bazı kabullenmeler ve onaylara ihtiyacımız olacak. Peki, bunlar neler? Sıralayalım:  Kendimi her nasılsam o şekilde seviyor ve kabul ediyorum.  Ben güzelim ve en az herkes kadar sevgi hak ediyorum. Mutluyum ve başarabilirim. Yetenekliyim ve paylaşımcıyım.Tüm çevremle sağlıklı bir uyum içerisindeyim. Hayatta bildiğim gibi ve emin adımlarla ilerliyorum. Doğru zamanda ve olmam gereken yerdeyim. Yaşamla bütünleştim,bolluk ve bereket beni buluyor. Tüm düşlerim zamanla gerçekleşiyor. Maddi ve manevi bir huzur içerisindeyim. Sağlıklıyım. Geçmişimi affetmeye hazırım. Her zaman bir alternatifin olduğunu benimser.  Öğretilerin dışına çıkabilir, sınırların ötesindedir. “Daima bir çözüm yolu vardır” felsefesini benimser. Hızlı değişime açık bir düşünce şeklidir.Pozitif düşünme sanatını benimseyip hayata geçirmek için öncelikle şükredebilen bir insan olmayı öğrenip, hayatımızı bu doğrultuda yaşamaya çalışmalıyız. Eğer ki şanslarımızın farkında olursak, kendimizi bir anda bu sanatı uygularken ve yüzümüzdeki bir tebessüm ile bulabiliriz. O yüzden hiç bir zaman ümitsizliğe kapanmayıp; elimizdekilerin kıymetini bilmeliyiz. Pozitif düşünme sanatı bunu amaçlar. yaşam kalitenizi arttıracak öneriler Kahvaltı etme alışkanlığı geliştirin. Sabahları kahvaltı ederken, güne yüksek enerjiyle başlamanızı sağlayacak yiyecekler tüketmeyi ihmal etmeyin. Bir haftalığına glutensiz beslenin. Yapılan araştırmalar, işlenmiş tahılların sindirime engel olduğunu gösteriyor. Hayatınızdan buğday ya da arpayı çıkararak, enerji seviyenizi yükseltin. Yemek pişirin. Yemek kitapları alarak ya da internet ortamında tarifler araştırarak yemek yapmayı öğrenin. Hem daha hesaplı, hem daha sağlıklı beslenin. Ajanda kullanın. Alacağınız notları elinizle yazmak, daha kolay hatırlamanıza yardımcı olur. Tamamladığınız işlerinizi işaretlemekse, ayrı bir keyif verecektir. Bitki yetiştirin. Eğer bir bahçeniz yoksa camınızın kenarında çiçek, meyve ya da sebze yetiştirin. Atıklarınızı gübreye dönüştürün. Biyolojik olarak toprakta çözünebilen gıdalar, gübre olarak çok etkilidir. Özellikle bahçeniz varsa, atıklarınızı gübreye dönüştürün.  Gönüllü olun. Hem kendinize, hem çevrenize faydalı olacağınız işler yapabilmek için, gönüllü olun. Gönüllü işlerde çalışıyorsanız, konu ya da mekân değiştirin. Her gün kendiniz için bir şey yapın. Kendinize, sadece keyif aldığınız aktiviteler yapmak için zaman ayırmayı ihmal etmeyin. İletişim becerilerinizi geliştirin. Kendinizi geliştirmek için her zaman fırsatınız vardır. İşe, e-postalarınızı daha anlaşılır ve yazım kurallarına uygun şekilde yeniden düzenleyerek başlayabilirsiniz. Duvarlarınızın rengini değiştirin. En yakın yapı marketine giderek herhangi bir renk boya alın ve odalarınızdan birini boyayın. Değişim ve spontanelik (Kendiliğinden) dır.  Konferanslara katılın. Ne kadar tecrübeniz olursa olsun, kendinizi geliştirmek, yeniliklerden haberdar olmak ve farklı bakış açılarıyla tanışmak için, konferanslara katılın. Yeni bir spora başlayın. Koşun, golf oynayın ya da kaya tırmanışı yapın. Tercihinizi yaparken çok fazla para harcamamaya ve kolay adımdan başlamaya özen gösterin. Yeni bir yabancı dil öğrenin. Ana dilinize yakın gramer yapısındaki yabancı dilleri öğrenmek daha kolaydır. Fazladan bir yabancı dil öğrenmek için çaba gösterin. Emekliliğiniz için biriktirmeye başlayın. Geliriniz ne kadar olursa olsun, ertelemeden ve geciktirmeden emekliliğiniz için para biriktirmeye başlayın. Mobilyalarınızın yerini değiştirin. Mobilyalarınızın yerleşimini değiştirerek, hızlı ve kolay bir şekilde evinizin havasını değiştirin. Yoga yapın. Günün stresinden kurtulmak, kaslarınızı çalıştırmak ve huzurlu hmek için yoga yapmaya başlayın. Kullanmadığınız kıyafetlerinizi bağışlayın. Böylece hem dolabınızda yer açılacak, hem de cömertlik size iyi htirecektir.  Kelime dağarcığınızı geliştirin. Her gün yeni bir kelime öğrenerek, hem kelime dağarcığınızı hem de genel kültürünüzü geliştirin. Çalışırken klasik müzik dinleyin. Daha verimli çalışabilmek ve huzurlu hissedebilmek için, çalışırken klasik müzik dinlemeyi deneyin. Daha hızlı klavye kullanmayı öğrenin. İnternet ortamındaki yazı yazma oyunları ya da programlarıyla klavye kullanma hızınızı ve dolayısıyla verimliliğinizi arttırın.  Bir kitap kulübü kurun ya da bir kulübe üye olun. Bir kulübe üye olarak, kitap okuma motivasyonunuzu arttırın. Acil durum fonu oluşturun. Hayatta karşınıza ne zaman ne çıkacağı belli olmaz. Birikiminizin yanı sıra bir acil durum fonu oluşturmayı ihmal etmeyin.  Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeyin. Kendiniz olun ve başkalarının sizin hakkınızdaki düşüncelerini kendinize dert etmeyin. Hayvanları tanıyın. Hayvanat bahçesi ya da akvaryumları ziyaret ederek, hem hayvanlar hakkındaki bilginizi geliştirin hem de keyifli zaman geçirin. Ağız sağlığınıza özen gösterin. Düzenli olarak ağız bakımınızı yapın. İhtiyaçlarınıza uygun bir diş fırçası ve macunu kullanın. Hediye verin. Kendiniz için alışveriş yaparken, sevdikleriniz için küçük hediyeler alarak onları gülümsetin. Evinizin havasını değiştirin. Yaşadığınız ortamda hava filtresi kullanarak, solunumda kullandığınız havayı, burnunuza, hava yollarınıza ve akciğerlerinize zararlı partiküllerden arındırın. Hayattaki beklentilerinizin farkında olun ve peşinden gidin. Ne istediğinizi bilin. Hedeflerinizi belirledikten sonra, harekete geçin Kişisel gelişim cd/kasetleri dinleyin. Özellikle yolda geçirdiğiniz zamanı değerlendirebilmek için, kişisel gelişim cdleri edinin. Enstrüman çalmayı öğrenin. Yeni bir enstrüman çalmayı öğrenin ve kendinizi geliştirebilmek için düzenli olarak zaman ayırın. Online kurslardan yararlanın. Dünyadan haberdar olun. Ülkelerin başkentlerini, para birimlerini ve bayraklarını öğrenin. Oyunlardan yardım alarak, süreci keyifli hale getirin. Küçük şeylerden keyif alın. Güzel bir kokunun ya da lezzetli bir içeceğin keyfini çıkarın. Otomobilinizi temizleyin. Aracınızı her gün kullanıyorsanız, temiz ve düzenli olmasına özen gösterin. Kirli ve dağınık bir araç sizi fazladan strese sokacaktır. Her gün sizi korkutan bir şey yapın. Çekindiğiniz şeylerden uzak durmak sizi rahatlatsa da, keşfedebilmek ve gelişebilmek için güvenli bölgenizden çıkın.  İltifat edin. İltifat etmek, nezaketin göstergesidir ve karşınızdakinin iyi yönlerini görmenizi sağlar. Daha önce hiç yemediğiniz şeyler yiyin. Hem damak tadınızı geliştirin, hem de yeni tatlar keşfedin. Haftada 3 kez ağırlık çalışın. Evinizde birkaç dakikanızı ayırarak ağırlık çalışın, vücudunuzdaki kas oranını arttırın. Günlük programınızda öncelik sırası yapın. Yapılacaklar listenizin en önemli ve zor maddelerini ilk sıralara alın. Böylece maddeleri tamamladıkça rahatlayabilirsiniz. Akıl hocası olun. Kendinizi yetkin htiğiniz herhangi bir konudaki bilginizi, öğrenmek isteyenlerle paylaşın. Çok mütevazı olmayın. Siz yeteneklerinizi küçümsediğinizde, karşınızdakilere de bunu yapmak için fırsat verirsiniz. Kendinizi önemsiz görmeyin. Evinizde ve iş yerinizde yeşile yer açın. Ortamdaki oksijen üretimini arttırmak ve odanıza canlılık katmak için, bitkilerden yardım alın. Ailenizi tanıyın. Ailenizle birlikte büyümüş olsanız da, onlar hakkında bilmediğiniz çok şey olabilir. Onları tanımak için zaman ayırın.  Fikir sahibi olun. Sizin için önemli olan bir konu hakkında araştırma yaparak bilgi ve fikir sahibi olun. Fikirlerinizi başkalarıyla paylaşmaktan çekinmeyin. Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı azaltın. Bu sürede, sosyal medya üzerinden iletişim kurduğunuz arkadaşlarınızla yüz yüze görüşün. Olumsuzlukları nötrleştirin. Karamsar olmak gerçekçi olmaya daha yakın olsa da, olumsuzluklara da iyi yanından bakmaya çalışın. Siyah çikolata yiyin. Siyah çikolata, antioksidan bakımından oldukça zengindir. Sağlığınız için şeker tüketiminizi azaltarak siyah çikolata yiyin. Vücudunuzu sevin ve ona iyi bakın. Sahip olduğunuz en iyi araç vücudunuzdur. Sağlığınıza özen gösterin ve vücudunuzu sevin. Hayran olduğunuz birinin biyografisini okuyun. Okuduklarınızdan kendiniz için dersler ve ipuçları çıkarın. Zor görevlerinizi parçalara ayırın. Böylece ulaşılması daha kolay hedeflere sahip olabilirsiniz” Canlı bir jaz müzik performansı dinleyin. Cazın rahatlatıcı temposuna ayak uydurun. Barınaklardaki hayvanları sahiplenin. Evcil hayvanlar yakın birer dost olmalarının yanı sıra, bakım yeteneklerinizi de geliştirir. Barınaklardaki sahipsiz hayvanlara sahip çıkın. Sağlıksız kahve tüketimine hayır deyin. Kendi kahvenizi kendiniz yapın ya da yerel kahve dükkânlarındaki farklı kahvelerin tadına varın. Kahveye katılan şuruplardan kaçının. Günlük tutun. Günlük tutmak, fikirlerinizi kâğıda dökmenizi, yeni fikirler üretmenizi ve kendinizi ifade etmenizi sağlar. Kamp yapın. Arkadaşlarınızla birlikte kısa kamp programları yapın. Hem doğayla bütünleşerek dinlenin, Bağış yapın. Para biriktirmek ne kadar önemliyse, sahip olduklarını paylaşmak da o kadar huzur verici. Kendiniz için önemli bir konu bularak düzenli olarak maddi destekte bulunun. Televizyonunuzu kapatın. Televizyon karşısında başka insanların yaptıklarını seyretmek yerine, kendi hedefleriniz için çalışın. Kendinizi geliştirin. İşe, hep ilginizi çeken ama daha önce öğrenme fırsatı bulamadığınız bir konuyla başlayın.  İhtiyacınız olduğunda yardım isteyin. Yeni bir şeyler öğrenirken ya da bir konuda çözüm bulamadığınızda, yardım istemekten çekinmeyin. Dans dersleri alın. Dans etmek, koordinasyon becerilerinizi arttırır. Ayrıca forma girmenin de keyifli bir yoludur. Kıskanç olmayın. Yaptığınız işte sizden daha iyi birileri her zaman olacaktır. Kıskanmak yerine, kendi olumlu yönlerinize odaklanın. Bol bol su için, sebze meyve tüketin. Vücudunuzun ihtiyaçlarına göre kendi besin piramidinizi belirleyin ve ona bağlı kalın. Başladığınız işi bitirin. Herhangi bir işe başladığınızda, hedefinize ulaşana kadar çaba gösterin. Sık sık ara verin. Yapmanız gereken işleri tamamladıkça ara vererek kendinize zaman ayırın. Kin tutmayın. Affetmek, hayata bakışınızı değiştirecektir. İçinizden öfkeyi çıkararak sevgiye yer açın.  Geleceğiniz konusunda endişelenmeyin. Endişelenmek sizi fazladan strese sokacak ve size zarar verecektir. Endişelerinizi bir kenara bırakın.  Yurt dışına seyahat edin. Hayat bir kitapsa, tek bir ülke hakkında bilgi sahibi olmak, kitabın tek bir sayfasını okumakla eşdeğerdir. Farklı ülkeleri ziyaret ederek, farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olun. Kredi kartı kullanımınızı azaltın. Çok sayıda kredi kartı kullanmak, maddi durumunuzu kontrol altına almanızı zorlaştırır. Kendinize gülmeyi öğrenin. Hatalarınızı kabul edebilmeyi ve kendinize gülmeyi öğrenin. Başkasının özgüvenini arttırmasına yardımcı olun. Çevrenizdekilerden, iyi oldukları konuları size öğretmesini isteyin. Hem kendinizi geliştirin, hem özgüvenlerini tazeleyin. Başkalarının önerilerine kulak verin. Çevrenizdekilerden gelen önerilere kulaklarınızı tıkamayın. Bir radyo programını düzenli olarak dinleyin. Hem yeni bir alışkanlık geliştirin, hem de keyifli zaman geçirin. Kendi kartvizitinizi oluşturun. İşinizin haricinde, kendiniz için bir kartvizit oluşturun. Sağlıklı ve düzenli uyuyun. Yatmadan önce rahatlayarak ihtiyacınız olan derin ve yeterli uykuyu alın. Yeni bir hobi edinin. Yaratıcılığınızı beslemek ve yeteneklerinizi geliştirmek için hobiler edinin.  Kendinize zaman ayırın. Bu vakti spaya gitmek veya kişisel bakımınızı yaptırmak için değerlendirin. Bahaneler üretmeyin. Daha da önemlisi, ürettiğiniz bahanelere inanır hale gelmeyin. Engellerinizi ortadan kaldırarak, olanaklarınızı arttırın. Gülümseyin. Gülümsemek hem modunuzu yükseltecek, hem de dış görünüşünüzü güzelleştirecektir.  Sanat galerilerini ziyaret edin. Arkadaşlarınızla ya da yalnız, sanat galerilerini ziyaret ederek kültür seviyenizi arttırın. Nefesinizin farkında olun. Nefes egzersizleri yapmayı öğrenerek, kendinizi sakinleştirin” Organik beslenin. Böcek ilaçları ve kimyasal ilaçlamalar, sağlığınızı olumsuz etkiler. Organik besinler tüketmeye özen gösterin. Rutininizin dışına çıkın. Sabah egzersizlerinizi akşam saatlerine alın, işe otobüs yerine bisikletle gidin. Başkalarından destek beklemeyin. Hayatınızla ilgili önemli konularda sorumluluk alın.
Ekleme Tarihi: 01 Haziran 2015 - Pazartesi

POZİTİF DÜŞÜNMEK !

Uçakla yolculuk yaptığım sırada reklamlar arasında bir cümle hoşuma gitti. “Devamlı pozitif düşünün” Bu cümleden hareketle pozitif düşünmenin İslam’ın ruhuna uygun olduğunu düşünerek bu konuyu ele almaya karar verdim. Kur’an-ı Kerim’de Hucurat suresinde: Ey İman edenler Zan (başkası hakkında negatif düşünme) den sakının. Çünkü zannı n bazısı günahtır. Birbirinizin gizli kusurunu araştırmayın. Birbirinizi çekiştirmeyin. Herhangi biriniz ölmüş kardeşinizin etini yemeyi sever mi? Bundan tiksindiniz değil mi? O halde Allah a saygı duyup emrine uygun yaşayın.Aykırı davranmaktan sakının.Şüphesiz Allah c.c. tövbeleri kabul edendir. Çok merhametlidir. (Hucurat suresi ayet 12)

Pozitif düşünce deyince herkesin aklına negatif olmayanın karşılığı, “pozitif”Düşünce gelmektedir. Pozitif Düşünce ile kişi Hangi durumda olursa olsun alternatif üretebilir, Kalıpların bize çizdiği sınırların ötesine geçebilir, Çözüme yöneliktir, Rasyoneldir, Hızlı değişime, aynı hızda ayak uydurabilir, Başarıya götüren tek yoldur, Uzlaşmacı bir kişilik kazandırır, 
Hızlı karar verebilmeyi sağlayan bir düşünce sistemidir, Düşünsel özgürlüğü ifade eder, Özgürlüğün, düşüncede gerçekleşmesini sağlar. 

İçinde bulunduğumuz 21.yüzyıla damgasını çoktan vurmuş olan değişim hızı, gittikçe ivme kazanmakta ve bu baş döndürücü hız düşünceyi zorlamaktadır. Çünkü günümüz insanının düşünce sistemi, içinde yaşadığı bu dünyanın, ancak şimdiye kadarki yavaş değişimini idrak edebilecek düzeydedir. Bugün ise, yaşadığımız sürekli değişim temposunun hızı, farklı hızda düşünmeye koşullanmış beynimizin bu yeni duruma uyum sağlamasına yeterli zaman bırakmamaktadır. Bugün, o dünün rahat tempodaki düşünce sistemi ile zorlanıyoruz. Çünkü zihin yapımız, korkunç bir hıza ulaşan değişimi fark etmek, anlamak, buna uyum sağlamak, çözüm üretmek, geleceği yapılandırmak için hızlı karar vermek ve bu kararları hızla uygulamaya koymak gibi, koşullara göre yapılanmış değildir. Bu sebeple insan zorlanmakta, stres, depresyon, iç çatışma, tatminsizlik, moral bozukluğu, isteklendirme düşüklüğü, psikolojik temelli organik belirti gösteren, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, migren, gastrit, kalp gibi elliden fazla hastalıkla karşı karşıya kalmaktadır.

Oluşumun en önemli tarafı da, düne göre yapılanmış beynin, yetersiz kapasitesinin sebep olduğu bu problemleri, kendisinin idrak etme imkânının olmamasıdır.

Bunun içindir ki, öğretmenlik mesleğini seçmiş olan kişinin gençlere, sadece dünün çıkarımlarından elde edilmiş, durağan bilgiler yerine, yarını görebilecekleri dinamik yapılar kazandırmaya yönelik bilgiler vermesi öğrencilerin, sınırlı bir mekân ya da düşüncenin dışına çıkarak, daha geniş bir bakış açısı kazanmalarını sağlamak, beraberinde öğrendiklerini her koşulda kullanmalarını, yeniden üretmelerini ve gerçekleşen değişiklikleri kavrayabilmelerini sağlayacaktır.

Sağlık mesleğinde görev yapanlar o gün yaşanan hastalıkları ve belirtileri

Yok edecek müdahalelerin yanı sıra, İnsanlara, bu duruma gelmemeleri için yapmaları gerekenler ve ileride karşılaşabilecekleri sağlık sorunları hakkında da bilgilendirmelilerdir.

Yöneticiler, sadece bugün elinde olan kaynakları yönetmekle kalmayıp, hem yarının olası krizlerini düşünüp, hem de yönettiği kişilerin de yarını düşünmelerine imkan sağlayarak, farklı boyutlarda ve düzlemlerde,

İnsanların sayıca daha fazla riski görmelerine ve düşünme sistemlerini kurabilmelerine olanak sağlamalıdır.

Ebeveynler, kendi ebeveynlerinden aldığı yerleşik kural ve yasaklarla kısıtlı çocuklar yetiştirmek yerine onları yarınların değişimini görebilecek, kavrayabilecek, çözümler üretebilecek düşünce sistemine sahip bireyler olarak yetiştirmelidir. 

Alternatifli düşünceyi öğrenebiliriz. Burada amaç beynin, üzerinde çalıştığımız konu ile ilgili bölgesindeki sinir ağlarını aktive ederek, işlevin yolunu değiştirmek veya faaliyetini hızlandırmaktır. Üniversite sınavına girenlerin dershanelerde binlerce matematik problemi çözerek, beynin çalışmasını hızlandırmalarını, ya da araba kullanırken önünde bir engel gören insanın düşünmeden ayağını gazdan çekip frene basarken aynı zamanda ellerinin de direksiyona yön vermesini ve gelişen koşullara göre yapacağı hareketi belirlemesini alternatifli düşünmeye örnek olarak verebiliriz.

Alternatif üretmeyi öğrenen beyin, her olay karşısında farklı boyutlara ait birçok alternatif üretmeye başlar. Gelen uyaranın sadece görünen yüzü ile ilgilenmekle kalmaz diğer boyutlara da ait bilgiler üretir. Bir başka deyişle düşünce sistemimiz uyaranın çağrıştırdığı bilgi sınırının içinde kalmayarak sınırların ötesinde alternatifler üreten özgür bir yapıya kavuşur. 

Akşam yatmadan önce yatağınızın dışında,sizi uyutacak kadar konforlu olmayan bir yerde gözleriniz kapalı olarak oturun. Oturduğunuz son andan geriye doğru o günün olaylarını film şeridi gibi gözünüzün önünden, ana başlıklar halinde geçirmeye çalışarak görselleştirin.

Başarmanın arkasında pozitif enerji yatar, çünkü pozitif enerji performansı arttırır.Pozitif enerjiyi arttırmak için şu egzersizlerin yapılması önerilir.

Sabahları kalktığınızda duş alın. Suyun yarattığı etki vücuttaki pozitif enerjiyi arttırır. Sabahları yapılacak egzersiz işe başlandığı ilk saatlerde karşılaşılan performans düşüklüğünün önüne geçer. Böylece, yeterli enerjiyle, hayal kırıklığı yaşamadan zor görevlerin üstesinden kolayca gelebilirsiniz.

Meditasyon beden ve zihin arasında koordinasyonun kurulmasına dayanır. Bu uygulama gevşemeyi sağlayarak, vücuttaki herhangi bir acıdan arınmayı, zihni boşaltarak, vücuttaki her bir hareketten haberdar olmayı öğrenmek suretiyle, sinir sistemini sakinleştirmeyi ve böylece enerji harcamasını minimize etmeyi öğretir.

Stresle mücadele ile kaybedilen enerjiyi önlemek ve enerjinin yeniden kazanılmasını sağlamak için yapılan gevşeme egzersizleri birkaç çeşittir.

Pozitif enerjiyi toplamak için 10 maddelik öneri:

Nelere sahip olduğunuzun farkında olun. 
Hedefleri belirleyin ve plan yapın 
Değiştiremeyeceğiniz şeyler üzerinde ısrar etmeyin 
Daha iyi bir dünya düşleyin 
Çiğneyemeyeceğiniz lokmayı ağzınıza almayın 
Probleminizle yüz yüze gelmeye çalışın 
İşinizin çok önemli olduğu üzerinde durun 
Dikkatinizi içinde bulunduğunuz durum ve zamanda toplayın 
Dinlenmek için zaman ayırın 
Başkalarına da güvenmeyi öğrenin. 
Sırada başarı için pozitif duygunun kazanılması konusu var.

Zihninizde kendinizi, başarı kazanan biri olarak canlandırın. Bu resmi zihninizde devam ettirin. Kendinizi hiçbir zaman kaybeden olarak düşünmeyin. O an içinde bulunduğunuz durum ne kadar vahim olursa olsun daima başarılı bir tablo çizin. Şimdi pozitif düşünceye ulaşabilmek için sayacağım davranış şekillerinden ne kadarını kendi yaşantınız için uygulayabildiğinizi gözden geçirin. Böylece pozitif düşünmeyi öğrenme sürecinde ne kadar yol aldığınızı tespit edebilirsiniz. 

Negatif düşünceler aklınıza geldiği zaman, özellikle sesli olarak pozitif alternatifleri üretin ve tekrarlayın. 
Hayallerinize engeller oluşmasına izin vermeyin. Bu engelleri mümkün olduğu kadar minimize etmeye çalışın 
Zorlukları korku ile değil, olduğu gibi ele almaya çalışın. 
Diğer insanlara bakıp, özenerek onları taklit etmeye çalışmayın. Ne herhangi biri tam olarak siz olabilir ne de siz bir başkası olabilirsiniz. 
Neyi, niçin yaptığınızın bilincinde olmalısınız. Bunu tartışacak, anlamanıza yardım edecek bir dosta sahip olun. 
Zaman zaman uygun olan yerde inançla ilgili şöyle bir cümleyi tekrar ederek varsa aşağılık duygusunun negatif etkisini kaldırmaya ve kendinize güveninizi kazanmaya çalışın. ”Allah,

İnsanlara her şeyi başarabilme gücünü verdi. Ben de bu güce sahibim. Yapacağım tek şey bunu kullanmak. 
Kendinizi çeşitli olaylar içinde analiz ederek iyice tanımaya çalışmalısınız. Sahip olduğunuz yeteneklerinizi iyi bilirseniz, onları her seferinde % 10 yükseltmek üzere hedefler koyarak kademe kademe ulaşabilirsiniz. 
Hiçbir şeyin sizi yıkamayacağını kendinize tekrarlayın ve buna inanın. Bu inanç sizin her karşılaştığınız problemle baş etmeniz konusunda gerekli olan enerjinin oluşmasını sağlayacaktır. 
Sizi negatif olarak etkileyecek olan çevrelerden uzak durun. Çevreyi pozitif olarak etkileyemiyorsanız ısrar etmeyin. Negatif çevre sizi etkisi altına alabilir. 
Koyduğunuz hedeflerin belirgin olmasını sağlayın. Hedefe ulaştığınız zaman bunu hemen bilmelisiniz ki, ödül merkeziniz uyarılabilsin. Muğlâk bir hedef, enerji tüketimine sebep olur ve hayal kırıklığı yaratır. 
İçinde bulunduğunuz grupla pozitif deneyimlerinizi paylaşın. Bu şekilde hem pozitifleri görebilir ve hem de çevrenizdekilerin görmesini sağlayabilirsiniz. 
Açık, net ve anlaşılır olmaya çalışın. Gizemli veya sır küpü görünümlerden kaçının. 
İnsanları motive etmek için geribildirimleri anında verin ve bunun o kişi tarafından anlaşılır olmasını sağlayın. Uygun zamanın gelmesini beklemeyin. 
Geribildirimleri verirken pozitif tonda bir ses ve beden dili kullanın. 
Rutin olan işinizi kendiniz için eğlenceli bir hale getirin. 
İnsanlara pozitif geribildirim vermede ayrımcılık yapmayın, adaletli olun. Aksi halde ödülü alan “Neden ben?” , almayan da “Neden bana verilmiyor?” diye sorar. Bu çevrenizde güven duygusunun sarsılmasına neden olur. 
Güler yüzlü olun, etrafınızda karşılaştığınız insanların nasıl olduklarını sormayı ihmal etmeyin. Unutmayın pozitif enerji iletişimle aktarılır. 
Önce kendiniz, sonra karşınızdakilerle barışık olun ve saygı duyun. 
Eleştiriye açık olun, takım arkadaşlarınızın sizin iyi olmayan taraflarınızı, düzeltebilmeniz için eleştirmelerine müsaade edin. 
İnsanların ileri sürdüğü yeni fikir ve öneriler o an için kullanılır olmasalar bile, kişiyi ödüllendirici geribildirimler verin. Zira o işe yaramaz görünün fikirler, kullanılmaya uygun olanların doğmasına yardım eder. 
Son olarak pozitif düşüncenin bizlere neler kazandırdığına bakalım. Az önce yaptığımızı yine tekrarlayalım ve simdi de kendi adımıza kazanımlardan ne kadarına sahip olduğumuzu tespit edelim.

Pozitif düşüncenin öğrenilmesi ile elde edilen alternatif üretme sanatı ve pozitif enerjinin kontrolü, insanın birçok alandaki uygulamalarında, başarı elde etme kolaylığını ve devamlılığını getirir. Böylece, hızlı değişen dünya ile başa çıkma kolaylaşır. Koşulların hızla değiştiği, herkes için çok farklı çözüm üretmenin gerekli olduğu günümüzde, karşılaştığımız durumlara ayak uydurabilmeyi sağlayacak bir yapı kazanılmış olur. Şimdi pozitif düşüncenin bize kazandırdıklarını başlıklar halinde görelim. 
Rasyonel yapısı kazanılmış olur. 
İnsan öğreti kalıplarının oluşturduğu sınırların da ötesinde düşünebilir ve görebilir, farklı ve özgün çözümler üretebilir. 
Pozitif düşünce yapısı, düşünce sistemine özgürlük sağlar. 
Pozitif düşünce yapısına sahip olan kişi ilişkilerinde ortak noktayı kolay bulur. 
Hazırcevaptır. 
Düşüncesi başkalarının düşünce şekillerini de içerir dolayısıyla karşısındakini daha kolay anlar. 
Barışçıl bir düşünce sistemine sahiptir. 
Kıskanma duygusundan uzaktır. Zira farklı düşüncelere sahiptir ve her zaman paylaşacağı bir şeyleri vardır. 
Kendini iyi tanır ve tatmin olacağı cevaplar üretir veya ne aradığını bilir. 
Kendi kendini motive ederken çevresindekileri de motive eder. 
Her zaman açık bir kapı görebilir ve dolayısıyla strese girmez. 
Değişimlere ayak uydurmada süratlidir. 
Pozitif düşünce yapısına sahip olanların kendine güvenleri vardır, dolayısıyla etraflarında güvenilir bir ortam oluştururlar. 
Pozitif düşünme modelini benimseyen insan, beyninin kontrolünü, dolayısıyla bütün davranışlarının kontrolünü kendi elinde tutar. 
Pozitif düşünce yapısına sahip insanların bir araya gelmelerinden doğacak sinerjinin boyutları, her türlü krizi aşmaya yeterli olur. 
Pozitif düşünce boyutunu kazanmış insan huzurludur, etrafındakilere de huzur verir. 
Pozitif düşünce yapısına sahip olan insanların kendilerini gerçekleştirmeleri daha kolaydır. 
Daima çözüme yönelik bir düşünce sistemi ile hareket eder. 
Pozitif düşünceye sahip insan kendi kendine karar verebilme ve yönlendirebilme yeteneğine sahiptir. 
Pozitif düşünce yapısını benimsemiş insan işbirlikçi, ikna edici ve öğrenmeye daima açıktır. 
Hayatınıza pozitif düşünceyi davet ederseniz, hem kendinizi hem de dış dünyayı daha fazla seveceksiniz. Kendimizi ve başkalarını sevmek özgüven oluşturur. Böylece çevremizde oluşturacağımız güvenli bir dünyada yaşamak daha sağlıklı, kolay ve mutluluk dolu olacaktır. (alıntı)

Hiç kendinizi sorguladınız mı?

Duygularınızı tanıyor musunuz?
Düşünce ve duygularınızı inatla savunuyor musunuz?

Kendinizin ve başkalarının duygularına önem veriyor musunuz?
İstediğiniz amaçlara ulaşıyor musunuz?

Kendinize güveniyor musunuz?
Hem kendinizi hem de başkalarını kırmamaya özen gösteriyor musunuz?

Kendinizi üstün görüyor musunuz?
Sürekli öfkeli ve kaygılı mısınız?

Temkinli ve sorunlardan kaçıyor musunuz?
Zaman zaman kabalaşıyor musunuz?

Hiç düşünmeden başkalarını kırarak kendinizi haklı çıkarmaya mı çalışıyorsunuz?
Başkaları sizin hakkınızda karar veriyor ve sesinizi çıkarmıyor musunuz? 

Geleceğinizle ilgili kararlar almak aslında hiç de zor değildir. Zorluğu yaratan, sizin kendinizi yeterince tanımamanızdır.Hayallerinizin büyüklüğü, geleceğe bakışınızın ve ufkunuzun genişliğine bağlıdır.

Yaşamınızda çok büyük bir başarısızlık yaşadınız mı?, kendinden çok

daha kötü durumda olan insanlar olduğunu fark ettiğin an, işte o zaman, sorununu nasıl çözeceğini düşünmeye başlarsın.

İngiltere’de yapılan bir araştırma, düşünme ve dokunmanın gücünü kanıtladı. Araştırmanın özeti şu: İnsan, eliyle ağrılarını dindirir, düşüncesiyle hastalanır, yanmayan parmaklarının bile su toplamasını sağlayabilir. Peki, insan düşüncenin ’gücü’nü nasıl kullanır?

Nörolog Dr. Marjolein Kammers başkanlığındaki ekip, fiziksel beden ile zihinsel bedenin nasıl ortak çalıştığını bilimsel olarak ortaya koyan bir araştırmaya imza attı.

Aslında İngiliz bilim insanlarının yaptığı bu araştırma, insanın beden enerjisiyle ve dokunarak hem başkalarını hem de kendi bedenini şifalandırması esasına dayanan Uzak Doğu öğretisi reikiyle aynı noktada buluşuyor, yani araştırma, reiki felsefesini destekliyor.

Doktorlar da tıbbi tedaviyle birlikte önerilen ve kişinin pozitif enerjisini yükselten yöntemlerin hem hastaya hem de doktora önemli katkılar sağladığı görüşünde birleşiyor. ntvmsnbc, İngiltere’deki araştırmayı ve araştırma sonucuyla örtüşen reikiyi uzmanlarıyla konuştu, insanın düşünce gücünü nasıl kullandığını irdeledi. (alıntı)

BAŞKASININ ELİ DOKUNDUĞUNDA AĞRI ARTIYOR
Londra Üniversitesi Nöroloji Bölümü’nden bilim insanları, karmaşık bir fiziksel duygu olan ağrıyı azaltmak için ‘kendine dokunma’yı kullandı.

“Yaralandığınızda veya bir elinizi kestiğinizde ilk yapacağınız şey nedir?” sorusunu yönelten Dr. Marjolein Kammers, “Yaralandığınızda veya herhangi bir sebepten dolayı ağrınız olduğunda elinizi ağrıyan yerin üzerine koyun, ağrınız hafifleyecektir” diyor.

Dr. Kammers’a göre, insanların ağrıyan yerlerine ellerini götürmesi otomatik olarak düşünce gücünü harekete geçiriyor ve kişinin, o noktaya yoğunlaşmasını sağlıyor. Bu da beynin, bedensel duyumsal korteks denen somatosensory cortex bölgesini aktive ederek oluyor. Çalışmayı yapan uzmanlar, araştırmaya katılan hastalardan ellerini ağrıyan yerlerinden çekmeleri istendiğinde ve bir başkasının elinin o bölgede tutulması halinde ağrıda artış olduğunu belirtiyor.

Ağrı kontrolunda düşünce gücü ağrı kesici olabilir. Dr. Kammers bunu, “Düşünce gücü ile fiziksel ve zihinsel bedenin ortak çalışması sonucu gelişen içgüdüsel bir tavır” olarak nitelendiriyor. Tıp dünyasında ağrı kontrolünün, ağrı kesicilerden ziyade düşünce gücüyle yapılması da aynı esasa dayandırılıyor. Ayrıca, kaza veya ameliyat sonrası kaybedilen uzuv ya da organın hala ağrıdığını hmenin de fiziksel aktivitelerin yanı sıra düşünce gücüyle oluşturulmuş ve ‘fantom ağrı’ olarak isimlendirilen merkezi ağrılar olduğu belirtiliyor.

Bilimsel anlamda açıklamasını tam olarak yapamayan araştırmacılara göre, hastaların düşünce güçleriyle kendi kendilerini hastalandırabildikleri gibi aynı güçle kendi kendilerini tedavi edebileceklerinin de göstergesi.

İÇİNİZDEKİ GÜCÜN FARKINDA MISINIZ?
‘‘İnsan, bünyesinde taşıdığı ilahi öz ile her şeyi başarabilir, hasta ise sağlığına yeniden kavuşmayı, sağlığını korumayı ve geliştirmeyi... Yunus Emre’nin ’Bir ben var bende benden içeri’ sözünden kastettiği, içimizdeki bu ilahi öz’dür. içimizdeki bu ilahi öz ile temas kurmanın yollarından biridir.”

“Aslında ellerdeki enerjinin, dokunmanın ve düşünce gücünün etkinliğini anlamak için araştırmalara ihtiyacımız yok ama bunun bilimsel olarak de kanıtlanması önemli. Ama bunun, her insanın içinde var olan enerjinin, bir mekanizmanın harekete geçirilme şekli olduğunu belirtiliyor.

Duyguları yatıştıran, rahatlama sağlayan, zihni sakinleştiren ve mutluluk hormonunun salgılanmasını artıran meditasyon, yoga gibi teknikler, ruhsal ve fiziksel sağlık ile bağışıklık sistemini güçlendirdiği için özellikle kronik hastalıklarla mücadele eden hastalara önemli bir psikolojik destek sağlıyor.

Uzmanlar, kanserin bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla ortaya çıktığını söylüyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin en iyi yollarından biri de moraldir. Tedavinin başarılı olabilmesi için hastanın psikolojik durumunun mutlaka iyileştirilmesi gerekir. Hasta yüksek moral değerlere ulaştırılmalı ve özündeki güçle kanseri yeneceğine inanmalı.

ilahi enerji sorgulanırsa, insan kendi gücüne inanırsa ibre şifadan yana döner. Bu çok kolay bir süreç değildir ama gereği yapılırsa başarı sağlanabilir.

İnsan kendisini sevmedikten sonra başkasını sevemez. Biz başkasını sevdiğimizi düşündüğümüz zaman bile aslında bir şekilde ve çok derinlerde kendimizi seviyoruz demektir. Eğer birisini sevmiyorsak, bir şekilde kendimizi de sevmediğimizi söyleyebiliriz. Yazar: Tülay Karabağ ,kaynak: http://www.ntvmsnbc.com

Hayatta sürekli kaybettiğini ve şanssız olduğunu düşünmenin insanın hayatını mahvedebileceğini belirten uzmanlar, pozitif düşünmenin gücüne dikkat çektiler.

Dokuz olumlu yol

- “Ya hep ya hiç”çi olmayın. Tek bir olumsuzlukla kendinizi bırakmayın.

- Asla “asla” demeyin. Bu tür genellemelere set çekin.

- Her şeyde pozitif bir yan bulmaya çalışıp ruh halinizin iyi olmasına yardımcı olun.

- Duygular yerine mantıkla karar verin. Duygularınızla kanıya vardığınızda onu sorgulamazsınız.

- “Zorundayım”, “Yapmam gerekli” gibi kavramlar suçluluk duygusuna iter. Bu duygudan kurtulun. Yapabildiğiniz kadarını yapın, kendi sağlığınız veya huzurunuz pahasına bir şey yapmayın.

- Kendinize bazı benzetmeleri yapıştırmayın. “Ben hep kaybederim” tavrı, hareketlerinizin kontrolünü kaybetmenize neden olur ve olumsuz şeye gerçekten inanırsınız.

- Falcılıktan vazgeçin. Sonucu bilmemenize rağmen en kötüsünün olacağını tahmin etmekten vazgeçin.

- İnsanların ne düşündüğünü bilemezsiniz. Bu nedenle biri size baktığında sizi yargıladığını düşünmekten vazgeçin.

- Yaptıklarınızdan kendiniz sorumlusunuz, başkalarını suçlamayı bırakın.

Pozitif düşünce insanı başarıya götürmeye yöneliktir. Gülümsemeye büyük bir önem verir. Durum her ne olursa olsun, psişik ve organik yapımıza pozitif dönüşüm sağlar. Hızlı ve sağlam karar vermesi öğretisi içerir. Düşünce özgürlüğünü en fazla önemsemeyen düşünme sanatlarındandır. Özgürlüğün, düşüncede gerçekleşmesini sağlar. Pozitif düşünürken bazı kabullenmeler ve onaylara ihtiyacımız olacak. Peki, bunlar neler? Sıralayalım:  Kendimi her nasılsam o şekilde seviyor ve kabul ediyorum.  Ben güzelim ve en az herkes kadar sevgi hak ediyorum. Mutluyum ve başarabilirim. Yetenekliyim ve paylaşımcıyım.Tüm çevremle sağlıklı bir uyum içerisindeyim. Hayatta bildiğim gibi ve emin adımlarla ilerliyorum.

Doğru zamanda ve olmam gereken yerdeyim. Yaşamla bütünleştim,bolluk ve bereket beni buluyor. Tüm düşlerim zamanla gerçekleşiyor. Maddi ve manevi bir huzur içerisindeyim. Sağlıklıyım.

Geçmişimi affetmeye hazırım. Her zaman bir alternatifin olduğunu benimser.  Öğretilerin dışına çıkabilir, sınırların ötesindedir. “Daima bir çözüm yolu vardır” felsefesini benimser. Hızlı değişime açık bir düşünce şeklidir.Pozitif düşünme sanatını benimseyip hayata geçirmek için öncelikle şükredebilen bir insan olmayı öğrenip, hayatımızı bu doğrultuda yaşamaya çalışmalıyız. Eğer ki şanslarımızın farkında olursak, kendimizi bir anda bu sanatı uygularken ve yüzümüzdeki bir tebessüm ile bulabiliriz. O yüzden hiç bir zaman ümitsizliğe kapanmayıp; elimizdekilerin kıymetini bilmeliyiz. Pozitif düşünme sanatı bunu amaçlar.

yaşam kalitenizi arttıracak öneriler

  • Kahvaltı etme alışkanlığı geliştirin. Sabahları kahvaltı ederken, güne yüksek enerjiyle başlamanızı sağlayacak yiyecekler tüketmeyi ihmal etmeyin.

  • Bir haftalığına glutensiz beslenin. Yapılan araştırmalar, işlenmiş tahılların sindirime engel olduğunu gösteriyor. Hayatınızdan buğday ya da arpayı çıkararak, enerji seviyenizi yükseltin.

  • Yemek pişirin. Yemek kitapları alarak ya da internet ortamında tarifler araştırarak yemek yapmayı öğrenin. Hem daha hesaplı, hem daha sağlıklı beslenin.

  • Ajanda kullanın. Alacağınız notları elinizle yazmak, daha kolay hatırlamanıza yardımcı olur. Tamamladığınız işlerinizi işaretlemekse, ayrı bir keyif verecektir.

  • Bitki yetiştirin. Eğer bir bahçeniz yoksa camınızın kenarında çiçek, meyve ya da sebze yetiştirin.

  • Atıklarınızı gübreye dönüştürün. Biyolojik olarak toprakta çözünebilen gıdalar, gübre olarak çok etkilidir. Özellikle bahçeniz varsa, atıklarınızı gübreye dönüştürün. 

  • Gönüllü olun. Hem kendinize, hem çevrenize faydalı olacağınız işler yapabilmek için, gönüllü olun. Gönüllü işlerde çalışıyorsanız, konu ya da mekân değiştirin.

  • Her gün kendiniz için bir şey yapın. Kendinize, sadece keyif aldığınız aktiviteler yapmak için zaman ayırmayı ihmal etmeyin.

  • İletişim becerilerinizi geliştirin. Kendinizi geliştirmek için her zaman fırsatınız vardır. İşe, e-postalarınızı daha anlaşılır ve yazım kurallarına uygun şekilde yeniden düzenleyerek başlayabilirsiniz.

  • Duvarlarınızın rengini değiştirin. En yakın yapı marketine giderek herhangi bir renk boya alın ve odalarınızdan birini boyayın. Değişim ve spontanelik (Kendiliğinden) dır.  Konferanslara katılın. Ne kadar tecrübeniz olursa olsun, kendinizi geliştirmek, yeniliklerden haberdar olmak ve farklı bakış açılarıyla tanışmak için, konferanslara katılın.

  • Yeni bir spora başlayın. Koşun, golf oynayın ya da kaya tırmanışı yapın. Tercihinizi yaparken çok fazla para harcamamaya ve kolay adımdan başlamaya özen gösterin.

  • Yeni bir yabancı dil öğrenin. Ana dilinize yakın gramer yapısındaki yabancı dilleri öğrenmek daha kolaydır. Fazladan bir yabancı dil öğrenmek için çaba gösterin.

  • Emekliliğiniz için biriktirmeye başlayın. Geliriniz ne kadar olursa olsun, ertelemeden ve geciktirmeden emekliliğiniz için para biriktirmeye başlayın.

  • Mobilyalarınızın yerini değiştirin. Mobilyalarınızın yerleşimini değiştirerek, hızlı ve kolay bir şekilde evinizin havasını değiştirin.

  • Yoga yapın. Günün stresinden kurtulmak, kaslarınızı çalıştırmak ve huzurlu hmek için yoga yapmaya başlayın.

  • Kullanmadığınız kıyafetlerinizi bağışlayın. Böylece hem dolabınızda yer açılacak, hem de cömertlik size iyi htirecektir. 

  • Kelime dağarcığınızı geliştirin. Her gün yeni bir kelime öğrenerek, hem kelime dağarcığınızı hem de genel kültürünüzü geliştirin.

  • Çalışırken klasik müzik dinleyin. Daha verimli çalışabilmek ve huzurlu hissedebilmek için, çalışırken klasik müzik dinlemeyi deneyin.

  • Daha hızlı klavye kullanmayı öğrenin. İnternet ortamındaki yazı yazma oyunları ya da programlarıyla klavye kullanma hızınızı ve dolayısıyla verimliliğinizi arttırın. 

  • Bir kitap kulübü kurun ya da bir kulübe üye olun. Bir kulübe üye olarak, kitap okuma motivasyonunuzu arttırın.

  • Acil durum fonu oluşturun. Hayatta karşınıza ne zaman ne çıkacağı belli olmaz. Birikiminizin yanı sıra bir acil durum fonu oluşturmayı ihmal etmeyin. 

  • Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeyin. Kendiniz olun ve başkalarının sizin hakkınızdaki düşüncelerini kendinize dert etmeyin.

  • Hayvanları tanıyın. Hayvanat bahçesi ya da akvaryumları ziyaret ederek, hem hayvanlar hakkındaki bilginizi geliştirin hem de keyifli zaman geçirin.

  • Ağız sağlığınıza özen gösterin. Düzenli olarak ağız bakımınızı yapın. İhtiyaçlarınıza uygun bir diş fırçası ve macunu kullanın.

  • Hediye verin. Kendiniz için alışveriş yaparken, sevdikleriniz için küçük hediyeler alarak onları gülümsetin.

  • Evinizin havasını değiştirin. Yaşadığınız ortamda hava filtresi kullanarak, solunumda kullandığınız havayı, burnunuza, hava yollarınıza ve akciğerlerinize zararlı partiküllerden arındırın.

  • Hayattaki beklentilerinizin farkında olun ve peşinden gidin. Ne istediğinizi bilin. Hedeflerinizi belirledikten sonra, harekete geçin

  • Kişisel gelişim cd/kasetleri dinleyin. Özellikle yolda geçirdiğiniz zamanı değerlendirebilmek için, kişisel gelişim cdleri edinin.

  • Enstrüman çalmayı öğrenin. Yeni bir enstrüman çalmayı öğrenin ve kendinizi geliştirebilmek için düzenli olarak zaman ayırın. Online kurslardan yararlanın.

  • Dünyadan haberdar olun. Ülkelerin başkentlerini, para birimlerini ve bayraklarını öğrenin. Oyunlardan yardım alarak, süreci keyifli hale getirin.

  • Küçük şeylerden keyif alın. Güzel bir kokunun ya da lezzetli bir içeceğin keyfini çıkarın.

  • Otomobilinizi temizleyin. Aracınızı her gün kullanıyorsanız, temiz ve düzenli olmasına özen gösterin. Kirli ve dağınık bir araç sizi fazladan strese sokacaktır.

  • Her gün sizi korkutan bir şey yapın. Çekindiğiniz şeylerden uzak durmak sizi rahatlatsa da, keşfedebilmek ve gelişebilmek için güvenli bölgenizden çıkın. 

  • İltifat edin. İltifat etmek, nezaketin göstergesidir ve karşınızdakinin iyi yönlerini görmenizi sağlar.

  • Daha önce hiç yemediğiniz şeyler yiyin. Hem damak tadınızı geliştirin, hem de yeni tatlar keşfedin.

  • Haftada 3 kez ağırlık çalışın. Evinizde birkaç dakikanızı ayırarak ağırlık çalışın, vücudunuzdaki kas oranını arttırın.

  • Günlük programınızda öncelik sırası yapın. Yapılacaklar listenizin en önemli ve zor maddelerini ilk sıralara alın. Böylece maddeleri tamamladıkça rahatlayabilirsiniz.

  • Akıl hocası olun. Kendinizi yetkin htiğiniz herhangi bir konudaki bilginizi, öğrenmek isteyenlerle paylaşın.

  • Çok mütevazı olmayın. Siz yeteneklerinizi küçümsediğinizde, karşınızdakilere de bunu yapmak için fırsat verirsiniz. Kendinizi önemsiz görmeyin.

  • Evinizde ve iş yerinizde yeşile yer açın. Ortamdaki oksijen üretimini arttırmak ve odanıza canlılık katmak için, bitkilerden yardım alın.

  • Ailenizi tanıyın. Ailenizle birlikte büyümüş olsanız da, onlar hakkında bilmediğiniz çok şey olabilir. Onları tanımak için zaman ayırın.  Fikir sahibi olun. Sizin için önemli olan bir konu hakkında araştırma yaparak bilgi ve fikir sahibi olun. Fikirlerinizi başkalarıyla paylaşmaktan çekinmeyin.

  • Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanı azaltın. Bu sürede, sosyal medya üzerinden iletişim kurduğunuz arkadaşlarınızla yüz yüze görüşün.

  • Olumsuzlukları nötrleştirin. Karamsar olmak gerçekçi olmaya daha yakın olsa da, olumsuzluklara da iyi yanından bakmaya çalışın.

  • Siyah çikolata yiyin. Siyah çikolata, antioksidan bakımından oldukça zengindir. Sağlığınız için şeker tüketiminizi azaltarak siyah çikolata yiyin.

  • Vücudunuzu sevin ve ona iyi bakın. Sahip olduğunuz en iyi araç vücudunuzdur. Sağlığınıza özen gösterin ve vücudunuzu sevin.

  • Hayran olduğunuz birinin biyografisini okuyun. Okuduklarınızdan kendiniz için dersler ve ipuçları çıkarın.

  • Zor görevlerinizi parçalara ayırın. Böylece ulaşılması daha kolay hedeflere sahip olabilirsiniz

  • Canlı bir jaz müzik performansı dinleyin. Cazın rahatlatıcı temposuna ayak uydurun.

  • Barınaklardaki hayvanları sahiplenin. Evcil hayvanlar yakın birer dost olmalarının yanı sıra, bakım yeteneklerinizi de geliştirir. Barınaklardaki sahipsiz hayvanlara sahip çıkın.

  • Sağlıksız kahve tüketimine hayır deyin. Kendi kahvenizi kendiniz yapın ya da yerel kahve dükkânlarındaki farklı kahvelerin tadına varın. Kahveye katılan şuruplardan kaçının.

  • Günlük tutun. Günlük tutmak, fikirlerinizi kâğıda dökmenizi, yeni fikirler üretmenizi ve kendinizi ifade etmenizi sağlar.

  • Kamp yapın. Arkadaşlarınızla birlikte kısa kamp programları yapın. Hem doğayla bütünleşerek dinlenin,

  • Bağış yapın. Para biriktirmek ne kadar önemliyse, sahip olduklarını paylaşmak da o kadar huzur verici. Kendiniz için önemli bir konu bularak düzenli olarak maddi destekte bulunun.

  • Televizyonunuzu kapatın. Televizyon karşısında başka insanların yaptıklarını seyretmek yerine, kendi hedefleriniz için çalışın.

  • Kendinizi geliştirin. İşe, hep ilginizi çeken ama daha önce öğrenme fırsatı bulamadığınız bir konuyla başlayın. 

  • İhtiyacınız olduğunda yardım isteyin. Yeni bir şeyler öğrenirken ya da bir konuda çözüm bulamadığınızda, yardım istemekten çekinmeyin.

  • Dans dersleri alın. Dans etmek, koordinasyon becerilerinizi arttırır. Ayrıca forma girmenin de keyifli bir yoludur.

  • Kıskanç olmayın. Yaptığınız işte sizden daha iyi birileri her zaman olacaktır. Kıskanmak yerine, kendi olumlu yönlerinize odaklanın.

  • Bol bol su için, sebze meyve tüketin. Vücudunuzun ihtiyaçlarına göre kendi besin piramidinizi belirleyin ve ona bağlı kalın.

  • Başladığınız işi bitirin. Herhangi bir işe başladığınızda, hedefinize ulaşana kadar çaba gösterin.

  • Sık sık ara verin. Yapmanız gereken işleri tamamladıkça ara vererek kendinize zaman ayırın.

  • Kin tutmayın. Affetmek, hayata bakışınızı değiştirecektir. İçinizden öfkeyi çıkararak sevgiye yer açın. 

  • Geleceğiniz konusunda endişelenmeyin. Endişelenmek sizi fazladan strese sokacak ve size zarar verecektir. Endişelerinizi bir kenara bırakın. 

  • Yurt dışına seyahat edin. Hayat bir kitapsa, tek bir ülke hakkında bilgi sahibi olmak, kitabın tek bir sayfasını okumakla eşdeğerdir. Farklı ülkeleri ziyaret ederek, farklı kültürler hakkında bilgi sahibi olun.

  • Kredi kartı kullanımınızı azaltın. Çok sayıda kredi kartı kullanmak, maddi durumunuzu kontrol altına almanızı zorlaştırır.

  • Kendinize gülmeyi öğrenin. Hatalarınızı kabul edebilmeyi ve kendinize gülmeyi öğrenin.

  • Başkasının özgüvenini arttırmasına yardımcı olun. Çevrenizdekilerden, iyi oldukları konuları size öğretmesini isteyin. Hem kendinizi geliştirin, hem özgüvenlerini tazeleyin.

  • Başkalarının önerilerine kulak verin. Çevrenizdekilerden gelen önerilere kulaklarınızı tıkamayın.

  • Bir radyo programını düzenli olarak dinleyin. Hem yeni bir alışkanlık geliştirin, hem de keyifli zaman geçirin.

  • Kendi kartvizitinizi oluşturun. İşinizin haricinde, kendiniz için bir kartvizit oluşturun.

  • Sağlıklı ve düzenli uyuyun. Yatmadan önce rahatlayarak ihtiyacınız olan derin ve yeterli uykuyu alın.

  • Yeni bir hobi edinin. Yaratıcılığınızı beslemek ve yeteneklerinizi geliştirmek için hobiler edinin. 

  • Kendinize zaman ayırın. Bu vakti spaya gitmek veya kişisel bakımınızı yaptırmak için değerlendirin.

  • Bahaneler üretmeyin. Daha da önemlisi, ürettiğiniz bahanelere inanır hale gelmeyin. Engellerinizi ortadan kaldırarak, olanaklarınızı arttırın.

  • Gülümseyin. Gülümsemek hem modunuzu yükseltecek, hem de dış görünüşünüzü güzelleştirecektir.  Sanat galerilerini ziyaret edin. Arkadaşlarınızla ya da yalnız, sanat galerilerini ziyaret ederek kültür seviyenizi arttırın.

  • Nefesinizin farkında olun. Nefes egzersizleri yapmayı öğrenerek, kendinizi sakinleştirin

  • Organik beslenin. Böcek ilaçları ve kimyasal ilaçlamalar, sağlığınızı olumsuz etkiler. Organik besinler tüketmeye özen gösterin.

  • Rutininizin dışına çıkın. Sabah egzersizlerinizi akşam saatlerine alın, işe otobüs yerine bisikletle gidin.

  • Başkalarından destek beklemeyin. Hayatınızla ilgili önemli konularda sorumluluk alın.

    Yazıya ifade bırak !
    Okuyucu Yorumları (0)

    Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

    Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.