Mustafa OKULLU
Köşe Yazarı
Mustafa OKULLU
 

MUHARREM AYI VE AŞURE

“Bir yerin şerefi ve üstünlüğü oradaki insanlarla yücelir veya alçalır.” Diye bir atasözü vardır. Bunun gibi bazı günler ve gecelerinde meydana gelen olaylardan dolayı önemi büyüktür. Peygamber Efendimiz(as)’ın Mekke’den Medine’ye göçtüğü tarihi esas alan hicri takvimimizin başlangıç ayı muharrem ayıdır. Dolayısı ile muharrem ayı aynı zamanda Müslümanların yılbaşıdır. Bundan dolayıdır ki, muharrem ayı İslam tarihinde müstesna bir yere sahiptir. Muharrem ayının onuncu gününe de “aşure günü” denilir. Peygamber efendimiz (as), muharrem ayına çok değer vermiş ve “Ramazan orucundan sonra en fazîletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan muharrem ayında tutulan âşûrâ orucudur” (Müslim, Sıyam, 38. No:202) buyurmuş, bizatihi kendisi de bu ayda oruç tutmuştur. Hz.Adem’in cennetten dünyaya indirilmesi, Hz.Nuh’un tufandan kurtulması, Hz.Musa ve ona iman eden müminlerin Firavn’ın zülmünden kurtulmaları gibi, insanlık tarihinde dönüm noktası olabilecek bir çok olaylar muharrem ayında meydana gelmiştir. Muharrem ayı ve bu aydaki güzel ameller hakkında bulunan rivayetlerde, bu ayın önemine dikkatlerimiz çekilmiştir. Örneğin Hazreti Aişe (ra) validemizden rivayet edilen bir hadis-i şerifte, “İslam gelmeden önce, Mekke halkı “âşûrâ” gününde oruç tutar, Peygamberimiz (as) da aynı orucu tutardı. Mekke’den Medine’ye hicret buyurduktan sonra da aynı orucu tutmaya devam etmiş, bu defa Müslümanlara da aynı orucu tutmalarını tavsiye buyurmuştur.”(Buhârî, Savm, 69. II, 251. Müslim, Sıyam, 19 No:128) Ramazan ayı orucu farz kılınınmasından sonra da Efendimiz (as)’ın tavsiyesi gereği aşure orucu sünnet bir oruç olarak tutulmaya devam etmiştir. (Buhârî, Savm, 69, II, 251)“Âşûrâ orucu" ismi verilen bu oruç, muharrem ayının onuncu günü tutulabilir, ama sünnet olan, muharrem ayının dokuzuncu veya onbirinci gününü de katarak bir gün öncesi veya sonrası ile iki günü oruçlu geçirmektir. (Tirmizî, Savm, 50. III, 128) Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde Ramazan ayının dışında faziletlerinden bahsedilen aylardan birisi de Muharrem’dir. Nitekim Tevbe Suresi’nin 36. ayetinde: “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin”[1]buyrulmaktadır.  Aynı konu ile alakalı olarak Peygamberimiz (s.a.v) de: “Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır: Bunlar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayıdır”[2] şeklinde açıklık getirmiştir. Bu faziletli mevsimlerde Rabbimizin rızasını kazanmak için farz ibadetlerin yanında nafileleri de çoğaltmak gerekir. Zira Peygamberimiz (s.a.v): “Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”[3] buyurarak bu aydaki nafile orucun önemine dikkat çekmiştir.  Bir başka rivayette ise, Ashaptan bir zat Peygamberimize gelir ve: Ya Resulullah “Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?” diye sorar Peygamberimiz sav: “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka kavimlerin de tövbesini kabul edecektir”[4] buyurdu. Muharrem ayının onuncu günü Aşure günüdür. Efendimiz (s.a.v) Ramazan orucu farz kılınmadan önce bu orucu tutmuş, tutmayı emretmiş; Ramazan orucu farz kılındıktan sonra da bu konuda ümmetini serbest bırakmıştır.  Bununla birlikte Resulüllah (s.a.v): “Aşure gününde tutulan orucun Allah katında, bir önceki senenin günahlarına kefaret olacağını ümit ediyorum”[5] buyurarak bu orucun günahların affı için bir vesile olduğunu beyan etmişlerdir. Biz de bu ayda hayır ve hasenatı artırma gayretinde olalım. Ailemizle, komşularımızla çevremizdeki insanlarla ilgilenmek için bir fırsat bilelim. Nitekim Allah Resulü “Her kim Aşûra Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.”[6] Buyurmaktadır. Yukarıda fazilet ve bereketi zikredilen bu ayda İslam tarihinde vicdanları yaralayan ve bütün Müslümanlar nazarında acı ve elemin en derin şekilde hissedildiği Hz. Hüseyin (r.a)’in şahadeti gerçekleşmiştir.  Bu gün bize düşen görev bütün Müslümanları üzen bu acı olaydan ders alıp birlik beraberliği korumak için gayret sarf etmektir. Bizler bu hadisenin matemini tutarken, aynı acıların bir daha yaşanmaması için; Muharrem’i doğru okuyup anlamaya, müspet sonuçlar çıkararak ibret almaya ve yüce Rabbimizin; “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın…”2 emrine uygun hareket etmeye her zamankinden daha çok muhtacız.  Rabbimiz bu mübarek ayı hakkımızda hayırlı eylesin. İbadetlerimizi ve dualarımızı kabul buyursun.Gölcük Kocaeli’den tüm dünya Müslümanlarına selamlar.dualar   [1] Tevbe 9/36 [2] Buharî, Tefsir 8,9 [3] Nesai, Salatü’l-leyl,6 [4] Tirmizi Savm, 40 [5] Tirmizi, Savm, 48 [6] Camiu’s-Sağir, 6/35
Ekleme Tarihi: 07 Kasım 2013 - Perşembe

MUHARREM AYI VE AŞURE

“Bir yerin şerefi ve üstünlüğü oradaki insanlarla yücelir veya alçalır.” Diye bir atasözü vardır. Bunun gibi bazı günler ve gecelerinde meydana gelen olaylardan dolayı önemi büyüktür.

Peygamber Efendimiz(as)’ın Mekke’den Medine’ye göçtüğü tarihi esas alan hicri takvimimizin başlangıç ayı muharrem ayıdır. Dolayısı ile muharrem ayı aynı zamanda Müslümanların yılbaşıdır. Bundan dolayıdır ki, muharrem ayı İslam tarihinde müstesna bir yere sahiptir. Muharrem ayının onuncu gününe de “aşure günü” denilir. Peygamber efendimiz (as), muharrem ayına çok değer vermiş ve “Ramazan orucundan sonra en fazîletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan muharrem ayında tutulan âşûrâ orucudur” (Müslim, Sıyam, 38. No:202) buyurmuş, bizatihi kendisi de bu ayda oruç tutmuştur.

Hz.Adem’in cennetten dünyaya indirilmesi, Hz.Nuh’un tufandan kurtulması, Hz.Musa ve ona iman eden müminlerin Firavn’ın zülmünden kurtulmaları gibi, insanlık tarihinde dönüm noktası olabilecek bir çok olaylar muharrem ayında meydana gelmiştir.

Muharrem ayı ve bu aydaki güzel ameller hakkında bulunan rivayetlerde, bu ayın önemine dikkatlerimiz çekilmiştir. Örneğin Hazreti Aişe (ra) validemizden rivayet edilen bir hadis-i şerifte, “İslam gelmeden önce, Mekke halkı “âşûrâ” gününde oruç tutar, Peygamberimiz (as) da aynı orucu tutardı. Mekke’den Medine’ye hicret buyurduktan sonra da aynı orucu tutmaya devam etmiş, bu defa Müslümanlara da aynı orucu tutmalarını tavsiye buyurmuştur.”(Buhârî, Savm, 69. II, 251. Müslim, Sıyam, 19 No:128) Ramazan ayı orucu farz kılınınmasından sonra da Efendimiz (as)’ın tavsiyesi gereği aşure orucu sünnet bir oruç olarak tutulmaya devam etmiştir. (Buhârî, Savm, 69, II, 251)“Âşûrâ orucu" ismi verilen bu oruç, muharrem ayının onuncu günü tutulabilir, ama sünnet olan, muharrem ayının dokuzuncu veya onbirinci gününü de katarak bir gün öncesi veya sonrası ile iki günü oruçlu geçirmektir. (Tirmizî, Savm, 50. III, 128)


Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde Ramazan ayının dışında faziletlerinden bahsedilen aylardan birisi de Muharrem’dir. Nitekim Tevbe Suresi’nin 36. ayetinde: “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin”[1]buyrulmaktadır.

 Aynı konu ile alakalı olarak Peygamberimiz (s.a.v) de: “Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır: Bunlar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayıdır”[2] şeklinde açıklık getirmiştir.

Bu faziletli mevsimlerde Rabbimizin rızasını kazanmak için farz ibadetlerin yanında nafileleri de çoğaltmak gerekir. Zira Peygamberimiz (s.a.v): “Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”[3] buyurarak bu aydaki nafile orucun önemine dikkat çekmiştir.

 Bir başka rivayette ise, Ashaptan bir zat Peygamberimize gelir ve: Ya Resulullah “Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?” diye sorar Peygamberimiz sav: “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tövbesini kabul etmiş ve o günde başka kavimlerin de tövbesini kabul edecektir”[4] buyurdu.

Muharrem ayının onuncu günü Aşure günüdür. Efendimiz (s.a.v) Ramazan orucu farz kılınmadan önce bu orucu tutmuş, tutmayı emretmiş; Ramazan orucu farz kılındıktan sonra da bu konuda ümmetini serbest bırakmıştır.

 Bununla birlikte Resulüllah (s.a.v): “Aşure gününde tutulan orucun Allah katında, bir önceki senenin günahlarına kefaret olacağını ümit ediyorum”[5] buyurarak bu orucun günahların affı için bir vesile olduğunu beyan etmişlerdir. Biz de bu ayda hayır ve hasenatı artırma gayretinde olalım. Ailemizle, komşularımızla çevremizdeki insanlarla ilgilenmek için bir fırsat bilelim. Nitekim Allah Resulü “Her kim Aşûra Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.”[6] Buyurmaktadır.

Yukarıda fazilet ve bereketi zikredilen bu ayda İslam tarihinde vicdanları yaralayan ve bütün Müslümanlar nazarında acı ve elemin en derin şekilde hissedildiği Hz. Hüseyin (r.a)’in şahadeti gerçekleşmiştir.  Bu gün bize düşen görev bütün Müslümanları üzen bu acı olaydan ders alıp birlik beraberliği korumak için gayret sarf etmektir. Bizler bu hadisenin matemini tutarken, aynı acıların bir daha yaşanmaması için; Muharrem’i doğru okuyup anlamaya, müspet sonuçlar çıkararak ibret almaya ve yüce Rabbimizin; “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın…”2 emrine uygun hareket etmeye her zamankinden daha çok muhtacız.

 Rabbimiz bu mübarek ayı hakkımızda hayırlı eylesin. İbadetlerimizi ve dualarımızı kabul buyursun.Gölcük Kocaeli’den tüm dünya Müslümanlarına selamlar.dualar

 

[1] Tevbe 9/36

[2] Buharî, Tefsir 8,9

[3] Nesai, Salatü’l-leyl,6

[4] Tirmizi Savm, 40

[5] Tirmizi, Savm, 48

[6] Camiu’s-Sağir, 6/35




Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.