Mustafa OKULLU
Köşe Yazarı
Mustafa OKULLU
 

HACLA İLGİLİ SORULAR

  Haca gidene hacı demek gerekir mi? Hacılık bir unvan değildir. Namaz kılana namazcı, oruç tutana oruççu, zekât verene zekâtçı denmediği gibi Hac a gidene de Hacı demek mecburiyeti yoktur. Hac a giden erkek ve hanım Müslümanlar bunu beklememelidir. Yani yakınlarımız bize “Hacı” demeyince kızmamamız lazım. Biz dinen zengin, sıhhatli Müslümanlar olarak farz olan ibadetimizi yaptık. Kimseden bir şey beklememek gerekir. Hele bazı kişilerin Hacılık sıfatını kullanarak istismar etmesi, şahsi menfaatlerine kullanması, güvenilir insan imajını verip çevresinde kilerini kandırması doğru değildir. Hac ibadetini yerine getirenlere 'Hacı' unvanının verilmesinin dini değil, örfi bir uygulama olduğunu aşikardır.Bu , unvanın genellikle tanıtma, başkalarından ayırt etme amacına yönelik olarak kullanıldığında da bir mahzuru olmaz.. Bu sebeple hacca giden kimselere 'hacı' diye hitap edilmesinde dinen bir sakınca bulunmaz. Bu sıfatla anılmanın, bir kimseyi ayrıcalıklı, toplum içinde farklı bir yerde tutulması gerektiği düşüncesine götürmemesi gerekir.   BORÇLANARAK HACCA GİTMEK DOĞRU MUDUR?   Ekonomik yönden haccetme imkânına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. 'Kura sistemi dışında farklı yöntemlere başvurmak caiz midir?'  Gereğini yapmayacakları halde (kasaplık gibi) değişik meslek vizeleri alınmasının yalan beyan anlamına geleceğinden, dinen caiz olmadığına din işleri yüksek kurulu fetva vermiştir.   BORÇLANARAK HACCA GİTMEK DOĞRU MUDUR? 'Borçlanarak hacca gitmek doğru mudur?' sorusunu değerlendiren Din İşleri Yüksek Kurulu, "Bir Müslüman’ın hac ibadetiyle yükümlü olması için sağlık ve servet yönünden haccetme imkânına sahip, hür, akıllı ve buluğ çağına erişmiş olması gerekir (Mevsıli, el-İhtiyar, I, 140). Bu itibarla maddi yönden haccetme imkânına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. Ancak, borçlanarak hacca gitmeleri halinde, hac ibadeti geçerli olur ve kendilerinden hac sorumluluğu da düşer. Diğer taraftan, haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı halde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin, bu görevi biran önce ifa etmeleri için, borç alarak hacca gitmeleri uygun olur." açıklamasında bulundu. EVLENME ÇAĞINDA BEKÂR ÇOCUĞU BULUNAN KİŞİ HACCA GİTMEYİ ERTELEYEBİLİR Mİ? Sağlık ve servet yönünden haccetme imkanına sahip, hür, akıllı ve buluğ çağına erişmiş Müslümanların, ömürlerinde bir defa haccetmelerinin farz olduğuna hükmeden Kurul, evlilik çağına gelmiş bekâr çocuğu olanların da hacca gidebileceklerini açıkladı. Kurul kararında, "Şartları taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Bu itibarla, kişinin evlenme çağında bekâr çocuğu da bulunsa, bu şartları taşıması halinde hac etmesi farzdır. Hacca gitmeyip de hac parasını çocuğunu evlendirmek için kullanırsa, hac yükümlülüğü üzerinde kalkmaz EVLİ BİR BAYAN KOCASININ İZNİNİ ALMADAN HAC VEYA UMREYE GİDEBİLİR Mİ? Dinimizde farz olan ibadetlerin, gerekli şartları taşıyan kadın, erkek herkesin yapması gereken bireysel ibadetler olduğuna dikkat çeken Yüksek Kurul, bu ibadetleri yapması için eşlerin birbirlerine engel olmalarının caiz olmadığını hatırlattı. Kurul, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Hanefi ve Hanbelî mezheplerine göre bir kadına haccın farz olması için gidip gelinceye kadar yeterli maddi imkânlara sahip olması gerektiği gibi, kendisine eşlik edecek bir mahreminin bulunması da gerekir. (İbnü'l-Hümam, Fethü'l-Kadir, II, 415; İbn Kudame, el-Muğni, III, 192). Şafiilere göre üç veya daha fazla güvenilir kadın, yanlarında eş veya mahremleri olmasa da hacca gidebilir. Maliki mezhebine göre ise bir kadın, güvenilir bir grup içerisinde olması halinde tek başına gidebilir. Ancak kadınlardan oluşan bir grup içinde olması tavsiye edilir. Bu itibarla, evli bir bayanın kendisiyle birlikte gideceği bir mahremi yoksa hacca gitmesi uygun olmadığı gibi, Şafii ve Maliki mezheplerini taklid ederek gidecekse kocasının iznini alması gerekir. Ancak yanında bir mahremi varsa ve diğer şartları taşıyorsa kocası, kadının farz olan hacca gitmesine engel olamaz. Buna hakkı yoktur. Umre farz olmadığı için yanında mahremi olsa bile kocasının izni olmadan bir kadın umreye gidemez." HARAM YOLLA ELDE EDİLEN KAZANÇLA YAPILAN HAC GEÇERLİ MİDİR? Din İşleri Yüksek Kurulu, bir vatandaşın haram yolla elde edilen kazançla hac yapılıp yapılamayacağı yönündeki soruyu da cevaplandırdı. İslam dininin, kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan elde etmelerini istediğine dikkat çekilen kurul açıklamasında, "Buna rağmen gayr-i meşru yolla bir kazanç elde edilmiş ve bu kazancın sahibi belli ise bunun sahibine iade edilmesi; belli değil ise karşılığında sevap beklenmeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir (Serahsi, el-Mebsut, II, 112). Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen para ile hac etmek uygun değildir. Asıl olan, ibadetlerin helal parayla yapılmasıdır. Bununla birlikte haram parayla hacca giden kişinin haccı sahih olup, üzerinden hac yükümlülüğü kalkmış olur. Ancak, gayr-i meşru kazancın sorumluluğundan kurtulmak için bu malı yoksullara veya hayır kurumlarına vererek elden çıkarması ve bir daha işlememek üzere tövbe etmesi gerekir." ifadeleri yer aldı. Üzerine hac farz olup da bunu yerine getiremeden ölen kişinin vasiyeti ve bıraktığı mirasın üçte biri bir kişinin hacca gidip gelmesine yetmesi halinde vasiyetinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan kurul konuyla ilgili açıklamada şu bilgilere yer verdi: "Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler. Nitekim Hz. Peygamber (sas) hacca gitmeyi adayan ancak bunu gerçekleştiremeden ölen kimse için bu borcun yerine getirilmesini varislerine tavsiye etmiştir."
Ekleme Tarihi: 10 Nisan 2014 - Perşembe

HACLA İLGİLİ SORULAR

 

Haca gidene hacı demek gerekir mi?

Hacılık bir unvan değildir. Namaz kılana namazcı, oruç tutana oruççu, zekât verene zekâtçı denmediği gibi Hac a gidene de Hacı demek mecburiyeti yoktur. Hac a giden erkek ve hanım Müslümanlar bunu beklememelidir. Yani yakınlarımız bize “Hacı” demeyince kızmamamız lazım. Biz dinen zengin, sıhhatli Müslümanlar olarak farz olan ibadetimizi yaptık. Kimseden bir şey beklememek gerekir. Hele bazı kişilerin Hacılık sıfatını kullanarak istismar etmesi, şahsi menfaatlerine kullanması, güvenilir insan imajını verip çevresinde kilerini kandırması doğru değildir.

Hac ibadetini yerine getirenlere 'Hacı' unvanının verilmesinin dini değil, örfi bir uygulama olduğunu aşikardır.Bu , unvanın genellikle tanıtma, başkalarından ayırt etme amacına yönelik olarak kullanıldığında da bir mahzuru olmaz.. Bu sebeple hacca giden kimselere 'hacı' diye hitap edilmesinde dinen bir sakınca bulunmaz. Bu sıfatla anılmanın, bir kimseyi ayrıcalıklı, toplum içinde farklı bir yerde tutulması gerektiği düşüncesine götürmemesi gerekir.

 

BORÇLANARAK HACCA GİTMEK DOĞRU MUDUR?

 

Ekonomik yönden haccetme imkânına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. 'Kura sistemi dışında farklı yöntemlere başvurmak caiz midir?'  Gereğini yapmayacakları halde (kasaplık gibi) değişik meslek vizeleri alınmasının yalan beyan anlamına geleceğinden, dinen caiz olmadığına din işleri yüksek kurulu fetva vermiştir.

 

BORÇLANARAK HACCA GİTMEK DOĞRU MUDUR?

'Borçlanarak hacca gitmek doğru mudur?' sorusunu değerlendiren Din İşleri Yüksek Kurulu, "Bir Müslüman’ın hac ibadetiyle yükümlü olması için sağlık ve servet yönünden haccetme imkânına sahip, hür, akıllı ve buluğ çağına erişmiş olması gerekir (Mevsıli, el-İhtiyar, I, 140). Bu itibarla maddi yönden haccetme imkânına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. Ancak, borçlanarak hacca gitmeleri halinde, hac ibadeti geçerli olur ve kendilerinden hac sorumluluğu da düşer. Diğer taraftan, haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı halde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin, bu görevi biran önce ifa etmeleri için, borç alarak hacca gitmeleri uygun olur." açıklamasında bulundu.

EVLENME ÇAĞINDA BEKÂR ÇOCUĞU BULUNAN KİŞİ HACCA GİTMEYİ ERTELEYEBİLİR Mİ?

Sağlık ve servet yönünden haccetme imkanına sahip, hür, akıllı ve buluğ çağına erişmiş Müslümanların, ömürlerinde bir defa haccetmelerinin farz olduğuna hükmeden Kurul, evlilik çağına gelmiş bekâr çocuğu olanların da hacca gidebileceklerini açıkladı. Kurul kararında, "Şartları taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Bu itibarla, kişinin evlenme çağında bekâr çocuğu da bulunsa, bu şartları taşıması halinde hac etmesi farzdır. Hacca gitmeyip de hac parasını çocuğunu evlendirmek için kullanırsa, hac yükümlülüğü üzerinde kalkmaz

EVLİ BİR BAYAN KOCASININ İZNİNİ ALMADAN HAC VEYA UMREYE GİDEBİLİR Mİ?

Dinimizde farz olan ibadetlerin, gerekli şartları taşıyan kadın, erkek herkesin yapması gereken bireysel ibadetler olduğuna dikkat çeken Yüksek Kurul, bu ibadetleri yapması için eşlerin birbirlerine engel olmalarının caiz olmadığını hatırlattı. Kurul, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Hanefi ve Hanbelî mezheplerine göre bir kadına haccın farz olması için gidip gelinceye kadar yeterli maddi imkânlara sahip olması gerektiği gibi, kendisine eşlik edecek bir mahreminin bulunması da gerekir. (İbnü'l-Hümam, Fethü'l-Kadir, II, 415; İbn Kudame, el-Muğni, III, 192). Şafiilere göre üç veya daha fazla güvenilir kadın, yanlarında eş veya mahremleri olmasa da hacca gidebilir. Maliki mezhebine göre ise bir kadın, güvenilir bir grup içerisinde olması halinde tek başına gidebilir. Ancak kadınlardan oluşan bir grup içinde olması tavsiye edilir. Bu itibarla, evli bir bayanın kendisiyle birlikte gideceği bir mahremi yoksa hacca gitmesi uygun olmadığı gibi, Şafii ve Maliki mezheplerini taklid ederek gidecekse kocasının iznini alması gerekir. Ancak yanında bir mahremi varsa ve diğer şartları taşıyorsa kocası, kadının farz olan hacca gitmesine engel olamaz. Buna hakkı yoktur. Umre farz olmadığı için yanında mahremi olsa bile kocasının izni olmadan bir kadın umreye gidemez."

HARAM YOLLA ELDE EDİLEN KAZANÇLA YAPILAN HAC GEÇERLİ MİDİR?

Din İşleri Yüksek Kurulu, bir vatandaşın haram yolla elde edilen kazançla hac yapılıp yapılamayacağı yönündeki soruyu da cevaplandırdı. İslam dininin, kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helal yollardan elde etmelerini istediğine dikkat çekilen kurul açıklamasında, "Buna rağmen gayr-i meşru yolla bir kazanç elde edilmiş ve bu kazancın sahibi belli ise bunun sahibine iade edilmesi; belli değil ise karşılığında sevap beklenmeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir (Serahsi, el-Mebsut, II, 112). Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen para ile hac etmek uygun değildir. Asıl olan, ibadetlerin helal parayla yapılmasıdır. Bununla birlikte haram parayla hacca giden kişinin haccı sahih olup, üzerinden hac yükümlülüğü kalkmış olur. Ancak, gayr-i meşru kazancın sorumluluğundan kurtulmak için bu malı yoksullara veya hayır kurumlarına vererek elden çıkarması ve bir daha işlememek üzere tövbe etmesi gerekir." ifadeleri yer aldı.

Üzerine hac farz olup da bunu yerine getiremeden ölen kişinin vasiyeti ve bıraktığı mirasın üçte biri bir kişinin hacca gidip gelmesine yetmesi halinde vasiyetinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan kurul konuyla ilgili açıklamada şu bilgilere yer verdi: "Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler. Nitekim Hz. Peygamber (sas) hacca gitmeyi adayan ancak bunu gerçekleştiremeden ölen kimse için bu borcun yerine getirilmesini varislerine tavsiye etmiştir."


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.