LASTİK İŞ

ÇEVRESEL KİRLİLİK BALIKLARI BU HALE GETİRDİ

Gündem 20.04.2021 - 11:31, Güncelleme: 31.05.2021 - 18:17
 

ÇEVRESEL KİRLİLİK BALIKLARI BU HALE GETİRDİ

Kocaeli'de vatandaşları tedirgin eden Kaytazdere-Yalakdere'deki tatlı su kefallerinin görünüşleri üzerine proje başlatan Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü, çeşitli çevresel faktörler sebebiyle balıkların kas dokularında deformelerin oluştuğunu, bu problemlerin de insan sağlığını tehdit etmediğini tespit etti. Balıkların deformeleri ise fakülte tarafından tedavi edilecek.

(İHA) - (İHA) - Yalova’nın Altınova ve Kocaeli’nin Karamürsel  sınırları arasında yer alan Kaytazdere-Yalakdere’deki tatlı su kefallerinin görünüşünde problemlerin olduğunu fark eden yerel halk, tedirgin olarak durumu Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü’ne iletti. Yerel halkın problemi doğrultusunda bölgeye giderek çalışma yürüten KOÜ Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, balıklardan örnek alarak laboratuvarda inceleme başlattı. İnceleme daha da derinleşerek, Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile ortak proje hazırlandı. Son aşamasına gelen ve hala devam eden proje kapsamında, çeşitli çevresel ve konakçı faktörler (balıklar, kuşlar, kabuklular vs.) sebebiyle balıkların kas dokularında sıkıntıların oluştuğu, bu problemin ise insan sağlığını tehdit etmediği tespit edildi. "Son 10 yıllık dönemde bazı değişiklikler meydana geldi" Konu ile ilgili detaylı bilgilendirmelerde bulunan Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, av baskıları ve iklim değişikliği sebebiyle avcılık miktarlarında ve çeşitlerinde son 10 yıllık dönemde bazı değişiklilerin meydana geldiğini kaydetti. Dil balığı ve mercan balığında azalış, gelincik ve çarpan balığında ise artışın söz konusu olduğunu ifade eden Okkay, "Gerek göç eden balıklar, gerekse yerel balıkların gelişim ve çoğalmasını etkileyen faktörler arasında hastalık önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla hastalık etkenlerini belirlemek bu bakımdan gerçekten çok önemlidir. Sadece doğal balıkların izlenmesi değil, doğal balıklar ve kültür balıkları arasındaki muhtemel hastalık taşınımının önemli olması, bu konu ile ilgili bilgilerin araştırma yapılarak önceden elde edilmesi, potansiyel risklerin ortadan kaldırılması açısından oldukça mühimdir" dedi. "Bilim dünyası için yeni türler keşfettik" Yakın zamanda üniversiteler arası işbirliği kapsamında gerçekleştirilen projelerde, ekonomik olarak öneme sahip olan barbun, gümüş ve kaya balıklarında bilim dünyası için yeni türler keşfettiklerinin altını çizen Okkay, "2018 yılında da bu türlerin ikisinin bulunduğu ’Kudoa’ cinsinin, balığın et kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünün sonucuna vardık. Dolayısıyla tüm bu verilerin ışığında, doğal balıkların incelenmesiyle biyolojik çeşitliliğin bilinmesinin yanı sıra sucul ve balıktan insana geçebilecek bazı hastalıkların önceden belirlenmesi, önlem alınması konusunda önemlidir. Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü olarak, laboratuvar altyapımızı tamamlama aşamasındayız ve sektör için önemli projeler yürütmekteyiz" diye konuştu. "Parazitler kas dokusunu deforme etmiş" 2019 yılında Kaytazdere-Yalakdere’deki yöre halkı balıkçılarının kendilerine başvurduklarını anlatan Okkay, sözlerine şöyle devam etti: "Beğeni ile tüketilen tatlı su kefali balığının kas dokularında bazı sıkıntılı durumların gözlendiği tarafımıza bildirildi. Kendileri bu balığı tüketmekte endişe duyduklarından bahsettiler. Bizde derhal proje başlattık. Kocaeli Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Destekleme Fonundan sağlanan ekonomik kaynak ile bir proje gerçekleştirdik. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ortaklığı ile birlikte projeyi hala sürdürüyoruz. Projemizin son aşamasındayız. Bu bölgedeki tatlısı kefali ile ilgili bilimsel verilerimiz sonucunda şunu gördük ki; kas dokusundaki oluşmuş olan sıkıntılar insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturmuyor. Dolayısıyla tüketmek için herhangi bir endişenin duyulmaması gerektiğini söylemek istiyorum. Ancak şöyle bir durum da söz konusu, her ne kadar insan sağlığını etkilememiş olsa da parazitlerin kas dokusunu deforme etmiş olması tüketici tarafından o balığa karşı tercih edilmeme sebebi olarak görülebilir. Bu da gayet insani ve anlaşılabilir bir durumdur. Biz bu konuyla alakalı da yeni bir proje hazırlığı içerisindeyiz. Bu noktada Üniversitemiz Rektörlüğüne destekleri için teşekkür ediyoruz ve hazırladığımız projelerin çeşitli kurumlarca desteklenmesinin de oldukça önemli olduğunu belirtmek isterim" "Tıbbi bitkiler etkili olabilir" Dr. Okkay, genel anlamda hasta balıkların tedavisinde bazı antibiyotiklerin ve kimyasalların kullanılabileceğini vurgulayarak, aynı zamanda tıbbi ve aromatik bitkilerin de tedavi konusunda etkili olabileceğini kaydetti. Konu ile ilgili proje yürüttüklerini dile getiren Okkay, "Ön hazırlığı devam ediyor. Projemizden elde ettiğimiz bilimsel veriler ışığında bu balıkları tüketmenin insan sağlığı üzerinde herhangi olumsuz etkisi olmadığını, ancak tüketici gözünde rahatsızlık veren görsel problemlerin giderilmesi ile ilgili hazırlanan projenin ön aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim" sözlerine ekledi. Yalova’nın Altınova ve Kocaeli’nin Karamürsel ilçeleri sınırları arasında yer alan Kaytazdere-Yalakdere’deki tatlı su kefallerinin görünüşünde problemlerin olduğunu fark eden yerel halk, tedirgin olarak durumu Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü’ne iletti. Yerel halkın problemi doğrultusunda bölgeye giderek çalışma yürüten KOÜ Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, balıklardan örnek alarak laboratuvarda inceleme başlattı. İnceleme daha da derinleşerek, Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile ortak proje hazırlandı. Son aşamasına gelen ve hala devam eden proje kapsamında, çeşitli çevresel ve konakçı faktörler (balıklar, kuşlar, kabuklular vs.) sebebiyle balıkların kas dokularında sıkıntıların oluştuğu, bu problemin ise insan sağlığını tehdit etmediği tespit edildi. "Son 10 yıllık dönemde bazı değişiklikler meydana geldi" Konu ile ilgili detaylı bilgilendirmelerde bulunan Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, av baskıları ve iklim değişikliği sebebiyle avcılık miktarlarında ve çeşitlerinde son 10 yıllık dönemde bazı değişiklilerin meydana geldiğini kaydetti. Dil balığı ve mercan balığında azalış, gelincik ve çarpan balığında ise artışın söz konusu olduğunu ifade eden Okkay, "Gerek göç eden balıklar, gerekse yerel balıkların gelişim ve çoğalmasını etkileyen faktörler arasında hastalık önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla hastalık etkenlerini belirlemek bu bakımdan gerçekten çok önemlidir. Sadece doğal balıkların izlenmesi değil, doğal balıklar ve kültür balıkları arasındaki muhtemel hastalık taşınımının önemli olması, bu konu ile ilgili bilgilerin araştırma yapılarak önceden elde edilmesi, potansiyel risklerin ortadan kaldırılması açısından oldukça mühimdir" dedi. "Bilim dünyası için yeni türler keşfettik" Yakın zamanda üniversiteler arası işbirliği kapsamında gerçekleştirilen projelerde, ekonomik olarak öneme sahip olan barbun, gümüş ve kaya balıklarında bilim dünyası için yeni türler keşfettiklerinin altını çizen Okkay, "2018 yılında da bu türlerin ikisinin bulunduğu ’Kudoa’ cinsinin, balığın et kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünün sonucuna vardık. Dolayısıyla tüm bu verilerin ışığında, doğal balıkların incelenmesiyle biyolojik çeşitliliğin bilinmesinin yanı sıra sucul ve balıktan insana geçebilecek bazı hastalıkların önceden belirlenmesi, önlem alınması konusunda önemlidir. Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü olarak, laboratuvar altyapımızı tamamlama aşamasındayız ve sektör için önemli projeler yürütmekteyiz" diye konuştu. "Parazitler kas dokusunu deforme etmiş" 2019 yılında Kaytazdere-Yalakdere’deki yöre halkı balıkçılarının kendilerine başvurduklarını anlatan Okkay, sözlerine şöyle devam etti: "Beğeni ile tüketilen tatlı su kefali balığının kas dokularında bazı sıkıntılı durumların gözlendiği tarafımıza bildirildi. Kendileri bu balığı tüketmekte endişe duyduklarından bahsettiler. Bizde derhal proje başlattık. Kocaeli Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Destekleme Fonundan sağlanan ekonomik kaynak ile bir proje gerçekleştirdik. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ortaklığı ile birlikte projeyi hala sürdürüyoruz. Projemizin son aşamasındayız. Bu bölgedeki tatlısı kefali ile ilgili bilimsel verilerimiz sonucunda şunu gördük ki; kas dokusundaki oluşmuş olan sıkıntılar insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturmuyor. Dolayısıyla tüketmek için herhangi bir endişenin duyulmaması gerektiğini söylemek istiyorum. Ancak şöyle bir durum da söz konusu, her ne kadar insan sağlığını etkilememiş olsa da parazitlerin kas dokusunu deforme etmiş olması tüketici tarafından o balığa karşı tercih edilmeme sebebi olarak görülebilir. Bu da gayet insani ve anlaşılabilir bir durumdur. Biz bu konuyla alakalı da yeni bir proje hazırlığı içerisindeyiz. Bu noktada Üniversitemiz Rektörlüğüne destekleri için teşekkür ediyoruz ve hazırladığımız projelerin çeşitli kurumlarca desteklenmesinin de oldukça önemli olduğunu belirtmek isterim" "Tıbbi bitkiler etkili olabilir" Dr. Okkay, genel anlamda hasta balıkların tedavisinde bazı antibiyotiklerin ve kimyasalların kullanılabileceğini vurgulayarak, aynı zamanda tıbbi ve aromatik bitkilerin de tedavi konusunda etkili olabileceğini kaydetti. Konu ile ilgili proje yürüttüklerini dile getiren Okkay, "Ön hazırlığı devam ediyor. Projemizden elde ettiğimiz bilimsel veriler ışığında bu balıkları tüketmenin insan sağlığı üzerinde herhangi olumsuz etkisi olmadığını, ancak tüketici gözünde rahatsızlık veren görsel problemlerin giderilmesi ile ilgili hazırlanan projenin ön aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim" sözlerine ekledi.
Kocaeli'de vatandaşları tedirgin eden Kaytazdere-Yalakdere'deki tatlı su kefallerinin görünüşleri üzerine proje başlatan Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü, çeşitli çevresel faktörler sebebiyle balıkların kas dokularında deformelerin oluştuğunu, bu problemlerin de insan sağlığını tehdit etmediğini tespit etti. Balıkların deformeleri ise fakülte tarafından tedavi edilecek.

(İHA) - (İHA) - Yalova’nın Altınova ve Kocaeli’nin Karamürsel  sınırları arasında yer alan Kaytazdere-Yalakdere’deki tatlı su kefallerinin görünüşünde problemlerin olduğunu fark eden yerel halk, tedirgin olarak durumu Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü’ne iletti. Yerel halkın problemi doğrultusunda bölgeye giderek çalışma yürüten KOÜ Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, balıklardan örnek alarak laboratuvarda inceleme başlattı. İnceleme daha da derinleşerek, Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile ortak proje hazırlandı. Son aşamasına gelen ve hala devam eden proje kapsamında, çeşitli çevresel ve konakçı faktörler (balıklar, kuşlar, kabuklular vs.) sebebiyle balıkların kas dokularında sıkıntıların oluştuğu, bu problemin ise insan sağlığını tehdit etmediği tespit edildi.

"Son 10 yıllık dönemde bazı değişiklikler meydana geldi"
Konu ile ilgili detaylı bilgilendirmelerde bulunan Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, av baskıları ve iklim değişikliği sebebiyle avcılık miktarlarında ve çeşitlerinde son 10 yıllık dönemde bazı değişiklilerin meydana geldiğini kaydetti. Dil balığı ve mercan balığında azalış, gelincik ve çarpan balığında ise artışın söz konusu olduğunu ifade eden Okkay, "Gerek göç eden balıklar, gerekse yerel balıkların gelişim ve çoğalmasını etkileyen faktörler arasında hastalık önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla hastalık etkenlerini belirlemek bu bakımdan gerçekten çok önemlidir. Sadece doğal balıkların izlenmesi değil, doğal balıklar ve kültür balıkları arasındaki muhtemel hastalık taşınımının önemli olması, bu konu ile ilgili bilgilerin araştırma yapılarak önceden elde edilmesi, potansiyel risklerin ortadan kaldırılması açısından oldukça mühimdir" dedi.

"Bilim dünyası için yeni türler keşfettik"
Yakın zamanda üniversiteler arası işbirliği kapsamında gerçekleştirilen projelerde, ekonomik olarak öneme sahip olan barbun, gümüş ve kaya balıklarında bilim dünyası için yeni türler keşfettiklerinin altını çizen Okkay, "2018 yılında da bu türlerin ikisinin bulunduğu ’Kudoa’ cinsinin, balığın et kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünün sonucuna vardık. Dolayısıyla tüm bu verilerin ışığında, doğal balıkların incelenmesiyle biyolojik çeşitliliğin bilinmesinin yanı sıra sucul ve balıktan insana geçebilecek bazı hastalıkların önceden belirlenmesi, önlem alınması konusunda önemlidir. Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü olarak, laboratuvar altyapımızı tamamlama aşamasındayız ve sektör için önemli projeler yürütmekteyiz" diye konuştu.

"Parazitler kas dokusunu deforme etmiş"
2019 yılında Kaytazdere-Yalakdere’deki yöre halkı balıkçılarının kendilerine başvurduklarını anlatan Okkay, sözlerine şöyle devam etti:
"Beğeni ile tüketilen tatlı su kefali balığının kas dokularında bazı sıkıntılı durumların gözlendiği tarafımıza bildirildi. Kendileri bu balığı tüketmekte endişe duyduklarından bahsettiler. Bizde derhal proje başlattık. Kocaeli Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Destekleme Fonundan sağlanan ekonomik kaynak ile bir proje gerçekleştirdik. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ortaklığı ile birlikte projeyi hala sürdürüyoruz. Projemizin son aşamasındayız. Bu bölgedeki tatlısı kefali ile ilgili bilimsel verilerimiz sonucunda şunu gördük ki; kas dokusundaki oluşmuş olan sıkıntılar insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturmuyor. Dolayısıyla tüketmek için herhangi bir endişenin duyulmaması gerektiğini söylemek istiyorum. Ancak şöyle bir durum da söz konusu, her ne kadar insan sağlığını etkilememiş olsa da parazitlerin kas dokusunu deforme etmiş olması tüketici tarafından o balığa karşı tercih edilmeme sebebi olarak görülebilir. Bu da gayet insani ve anlaşılabilir bir durumdur. Biz bu konuyla alakalı da yeni bir proje hazırlığı içerisindeyiz. Bu noktada Üniversitemiz Rektörlüğüne destekleri için teşekkür ediyoruz ve hazırladığımız projelerin çeşitli kurumlarca desteklenmesinin de oldukça önemli olduğunu belirtmek isterim"

"Tıbbi bitkiler etkili olabilir"
Dr. Okkay, genel anlamda hasta balıkların tedavisinde bazı antibiyotiklerin ve kimyasalların kullanılabileceğini vurgulayarak, aynı zamanda tıbbi ve aromatik bitkilerin de tedavi konusunda etkili olabileceğini kaydetti. Konu ile ilgili proje yürüttüklerini dile getiren Okkay, "Ön hazırlığı devam ediyor. Projemizden elde ettiğimiz bilimsel veriler ışığında bu balıkları tüketmenin insan sağlığı üzerinde herhangi olumsuz etkisi olmadığını, ancak tüketici gözünde rahatsızlık veren görsel problemlerin giderilmesi ile ilgili hazırlanan projenin ön aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim" sözlerine ekledi.
Yalova’nın Altınova ve Kocaeli’nin Karamürsel ilçeleri sınırları arasında yer alan Kaytazdere-Yalakdere’deki tatlı su kefallerinin görünüşünde problemlerin olduğunu fark eden yerel halk, tedirgin olarak durumu Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü’ne iletti. Yerel halkın problemi doğrultusunda bölgeye giderek çalışma yürüten KOÜ Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, balıklardan örnek alarak laboratuvarda inceleme başlattı. İnceleme daha da derinleşerek, Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile ortak proje hazırlandı. Son aşamasına gelen ve hala devam eden proje kapsamında, çeşitli çevresel ve konakçı faktörler (balıklar, kuşlar, kabuklular vs.) sebebiyle balıkların kas dokularında sıkıntıların oluştuğu, bu problemin ise insan sağlığını tehdit etmediği tespit edildi.

"Son 10 yıllık dönemde bazı değişiklikler meydana geldi"
Konu ile ilgili detaylı bilgilendirmelerde bulunan Dr. Araştırma Görevlisi Sevilay Okkay, av baskıları ve iklim değişikliği sebebiyle avcılık miktarlarında ve çeşitlerinde son 10 yıllık dönemde bazı değişiklilerin meydana geldiğini kaydetti. Dil balığı ve mercan balığında azalış, gelincik ve çarpan balığında ise artışın söz konusu olduğunu ifade eden Okkay, "Gerek göç eden balıklar, gerekse yerel balıkların gelişim ve çoğalmasını etkileyen faktörler arasında hastalık önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla hastalık etkenlerini belirlemek bu bakımdan gerçekten çok önemlidir. Sadece doğal balıkların izlenmesi değil, doğal balıklar ve kültür balıkları arasındaki muhtemel hastalık taşınımının önemli olması, bu konu ile ilgili bilgilerin araştırma yapılarak önceden elde edilmesi, potansiyel risklerin ortadan kaldırılması açısından oldukça mühimdir" dedi.

"Bilim dünyası için yeni türler keşfettik"
Yakın zamanda üniversiteler arası işbirliği kapsamında gerçekleştirilen projelerde, ekonomik olarak öneme sahip olan barbun, gümüş ve kaya balıklarında bilim dünyası için yeni türler keşfettiklerinin altını çizen Okkay, "2018 yılında da bu türlerin ikisinin bulunduğu ’Kudoa’ cinsinin, balığın et kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünün sonucuna vardık. Dolayısıyla tüm bu verilerin ışığında, doğal balıkların incelenmesiyle biyolojik çeşitliliğin bilinmesinin yanı sıra sucul ve balıktan insana geçebilecek bazı hastalıkların önceden belirlenmesi, önlem alınması konusunda önemlidir. Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü olarak, laboratuvar altyapımızı tamamlama aşamasındayız ve sektör için önemli projeler yürütmekteyiz" diye konuştu.

"Parazitler kas dokusunu deforme etmiş"
2019 yılında Kaytazdere-Yalakdere’deki yöre halkı balıkçılarının kendilerine başvurduklarını anlatan Okkay, sözlerine şöyle devam etti:
"Beğeni ile tüketilen tatlı su kefali balığının kas dokularında bazı sıkıntılı durumların gözlendiği tarafımıza bildirildi. Kendileri bu balığı tüketmekte endişe duyduklarından bahsettiler. Bizde derhal proje başlattık. Kocaeli Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Destekleme Fonundan sağlanan ekonomik kaynak ile bir proje gerçekleştirdik. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ortaklığı ile birlikte projeyi hala sürdürüyoruz. Projemizin son aşamasındayız. Bu bölgedeki tatlısı kefali ile ilgili bilimsel verilerimiz sonucunda şunu gördük ki; kas dokusundaki oluşmuş olan sıkıntılar insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturmuyor. Dolayısıyla tüketmek için herhangi bir endişenin duyulmaması gerektiğini söylemek istiyorum. Ancak şöyle bir durum da söz konusu, her ne kadar insan sağlığını etkilememiş olsa da parazitlerin kas dokusunu deforme etmiş olması tüketici tarafından o balığa karşı tercih edilmeme sebebi olarak görülebilir. Bu da gayet insani ve anlaşılabilir bir durumdur. Biz bu konuyla alakalı da yeni bir proje hazırlığı içerisindeyiz. Bu noktada Üniversitemiz Rektörlüğüne destekleri için teşekkür ediyoruz ve hazırladığımız projelerin çeşitli kurumlarca desteklenmesinin de oldukça önemli olduğunu belirtmek isterim"

"Tıbbi bitkiler etkili olabilir"
Dr. Okkay, genel anlamda hasta balıkların tedavisinde bazı antibiyotiklerin ve kimyasalların kullanılabileceğini vurgulayarak, aynı zamanda tıbbi ve aromatik bitkilerin de tedavi konusunda etkili olabileceğini kaydetti. Konu ile ilgili proje yürüttüklerini dile getiren Okkay, "Ön hazırlığı devam ediyor. Projemizden elde ettiğimiz bilimsel veriler ışığında bu balıkları tüketmenin insan sağlığı üzerinde herhangi olumsuz etkisi olmadığını, ancak tüketici gözünde rahatsızlık veren görsel problemlerin giderilmesi ile ilgili hazırlanan projenin ön aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim" sözlerine ekledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenigolcuk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.