''SÖZ VERDİK BU ÜLKEYİ YIKTIRMAYACAĞIZ''

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Kocaeli Yüksek Öğrenim Yurdu (KYÖD) VE Eğitim-İş Sendikası Kocaeli Şubesi KYÖD Sosyal Tesisleri’nde İstanbul Baro Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ı ağırladı. Kocasakal’ın katıldığı programda AKP’nin ısrarla istediği anayasa değişikliği konusu ele alındı. Ümit Kocasakal, gerçekleştirilecek olan yeni anayasanın tuzaklarını anlattı. Programa; KYÖD Başkanı Turgay Yılmaz, ADD Kocaeli Şube Başkanı Taylan Katak, ADD Yahya Kaptan Şube Başkanı Yakup Gökçe, Eğitim- İş Kocaeli Şube Başkanı Bilal Şener, Eğitim-İş KOÜ Temsilcisi Neslihan Yolcu, CHP İl Yöneticisi Sabriye Şahin, CHP Kandıra İlçe Başkanı Gülay Eyisabuncular, CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Murat Erinç, Türk Ocakları Başkanı Yücel Alpay Demir, DSP İl eski Başkanı Hayati Özzeren, DSP Kadın Kolları eski Genel Başkanı Meral Uçarı, DSP İzmit İlçe eski Başkanı Hülya Yıldırım, ÇEKÜL Vakfı Başkanı Numan Gülşah ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programa gerçekleştirilen yoğun katılım nedeniyle kimi vatandaşlar Kocasakal’ı ayakta dinlemek zorunda kaldı.

 

“SÖZ VERDİK BU ÜLKEYİ YIKTIRMAYACAĞIZ”

Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren ADD Yahya Kaptan Şube Başkanı Yakup Gökçe, “13 Eylül 2015’de bir sözümüz vardı. Sakarya Şehitleri’mize Cumhuriyeti yıktırmayacağız diye söz verdik.Buradan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimize tekrar söz veriyoruz Cumhuriyet’imizi asla yıktırmayacağız” dedi. Daha sonra Eğitim-İş Şube Başkanı Bilal Şener de kısa bir konuşma yaparak davetlileri selamladı ve sözü İstanbul Baro Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal’a bıraktı.

 

“BU ÜLKE BU HALE NASIL GELEBİLİR?”

Kocasakal konuşmasına başlamadan önce İstiklal Marşı’mızın kabulünün yıl dönümü olmasıyla başta Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy olmak üzere tüm şehitlerimize rağmet diledi. Konuşmasına başlayan Kocasakal ilk olarak, “Türkiye’nin nasıl bugünlere geldiğini görmemiz ve kimlerin bu konuya dahil olduğunu görmemiz lazım. Türkiye’de şuan bir anayasa, başkanlık ya da bir başkanlık tartışması yaşandığını biliyoruz.  Tarihi tam görmeden yeni anayasayı anlayamayız. Çünkü 200 yıllık kavganın devamı. Anayasanın ne olduğunu ve neleri düzenleyeceğini anlamadan bizler slogandan ötesine geçemeyiz. Şu soruyu sorarak başlayalım konumuza. Bu ülke nasıl bu hale geldi? Ülkenin kırılma noktaları var. Türkiye’de karşı devrim ne zaman başladı? Herkes bir şey söylüyor ama bu ülkede karşı devrim 1923 yılında başlamıştır. Ancak bu devrim yarım kalmıştır. Bu devrimin devamı Halkevleri ve Köy Enstitüleri’nin yeniden hayata geçirilmiştir” ifadelerini kullandı.

 

“DEVRİMİN 5 KIRILMA NOKTASI”

Anayasa tuzağına girmeden önce 1923’te gerçekleştirilen devrimin kırılma noktalarını da ifade eden Kocasakal, “Bu devrimin ilk kırılma noktası Ulu Önder Mustafa Kemal’in ölümüdür. İkinci kırılma noktası ise Halkevleri’nin kapatılmasıdır. İkincisi ise Ulu Önder’in ölümünden sonra yapılan hatalardır. Üçüncüsü ise çok partili hayata çok erken girilmesiydi. Dördüncüsü nokta NATO’ya girilmekti. Çünkü Türkiye NATO’ya girmekle tam bağımsızlığını kaybetmiştir. Beşinci kırılma noktası ise 12 Eylül askeri darbesidir. Hep tek parti dönemini eleştirirler.Bu dönemde Atamızı diktatörlükle suçluyorlar. Ancak bunların yaptıkları kurnazlık. 1930’lu yıllarını 2015-16 yıllarının şartlarına göre yargılıyorlar. Ancak o dönemde tüm Avrupa faşizmden kırılıyor. Siz hayatınızda hiç çok partili döneme geçmeye çalışan bir diktatör gördünüz mü? Ayrıca onlara 12 Eylül Askeri Darbesi’nin yapılmasınında o dönemde;  sağ sol tartışması vardı ve bu durumu önlemek için bunu yaptılar. Bu bir hikayedir. Darbeyle birlikte solun elinden milliyetçiliği aldılar, sağın elinden emeği ve saygıyı aldı.İnsanlarımızı birbirine küstürdüler” şeklinde konuştu.

 

“BU SORUN YÜZYILLARDIR SÜREGELİYOR”

Günümüz sorunlarını da ele alan Kocasakal AKP iktidarına yüklenerek, “Sen bu ülkeyi bir savaşa sokacaksın sonrada barış diyeceksin. Bizde bunu yiyeceğiz öylemi”dedi. Kocasakal, “Ayrıca ne PKK örgütü nede o malum parti bugün kürt halkının temsilcisi değildir. Herkes kendini düşünmektedir. Sevr anlaşmasının 3. maddesinde Kürdistan kelimesi geçmektedir. Bu sorun batılı güçlerin yüz yıllardır bölgede sürdürdüğü bir girişimdir. Türk kimdir? Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken mücadele veren lazı, çerkezi, kürdü ve hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” dedi.

 

YENİ BİR REJİM BU ÜLKEYE GELEMEZ

Kocasakal konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Şimdi bakın anayasa meselesinde yurttaşa önce şunu anlatmak lazım. Yeni anayasa demek yeni bir elbise almak gibi basit bir şey değildir. Nedir Anayasa? Anayasa; bir ülkenin temel olarak rejimini iktidarın nasıl alınıp devredileceğini, iktidarın nasıl kısıtlanacağını, yurttaşların haklarını belirten bir projedir. Yeni anayasa demek yeni bir rejimdir. Yani biz yeni anayasa istiyoruz demek, yeni bir rejim istiyoruz demektir. Herhangi bir siyasi iktidar canı çekti diye, var olan bir rejimi ortadan kaldırıp, yeni bir rejim getirmek hakkına sahip değildir. Bunların derdi, anayasanın ilk üç maddesini ortadan kaldırmaktır. Yeni bir anayasa yapıldığında eve götürülen ekmek artmaz, güvenceler değişmez. Yurttaşın bugünkü derdi yeni bir anayasa yapılması değildir. Yurttaşın derdi barış ortamının sağlanmasıdır. Karnını doyurmasıdır.

 

“13 YILDIR SÜRDÜRDÜKLERİ YETKİLERİ ANAYASADAN ALIYORLAR”

Darbe anayasasından kurtulmak istiyoruz diyorlar. Sen darbe anayasına bu kadar karşıydın maden 13 yıllık iktidar döneminde neden basit anayasa değişikliklerini yapmadın.Daha demokrartik bir ülke istiyorsan, mevcut anayasayla hangi demokratik hakları yerine getirdin diye soruyorum sana. Bu iktidar döneminde toplantı ve yürüyüş hakkına dokunmadın, seçim barajını indirmedin, 12 Eylül’ün en faşişt uygulaması olan YÖK’ü kaldırmadın. Peki şimdi senin ciddiyetine biz nasıl inanacağız. Sen daha var olan anayasaya uymuyorsan, bunu aleni bir şekilde çiğniyorsan yeni bir anayasayı niye talep ediyorsun diye sormazlar mı insana. Ayrıca anayasa sana yeni bir anayasa yapma yetkisini vermiyor. Ayrıca bizler seçimlerde sana yeni anayasa yapma yetkisi vermiyoruz. Bizler size yasama yetkisi veriyoruz. Bunların hepsi anayasa dışıdır. Şimdi diyecekler ki darbe anayasasının hükümleri niye bizi bağlasın ki. Ancak bunu derken unuttukları bir şey var. 13 yıldır sürdürdükleri yetkileri anayasadan alıyorlar. O zaman kendi yetkilerinin de gayrimeşru kabul edilmesi gerekir. O halde bu iktidar var olmayan bir iktidardır. İstedikleri zaman, istedikleri yerde, istedikleri kişilerle ben bu konuları tartışmaya hazırım.”