ANMA PROGRAMI BELLİ OLDU

57 yıl öncesinde yaşadığımız  ve herkesi üzüntüye boğan Üsküdar Vapuru Faciası yıldönümü öncesi Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş “1 Mart 1958 kalplerimizde burukluk yaratan hepimizi üzüntüye boğan bir tarihtir.Bundan 57 yıl önce yaşanan Üsküdar Vapuru Faciasında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah tan rahmet,ailelerine ve yakınlarına sabırlar dilerim” dedi.

 

Program (1 Mart 2015)

Saat : 10.00

Yer : Gölcük Belediyesi 1 Mart Üsküdar Şehitliği

 - Çelenklerin Konulması

 - Saygı Duruşu

 - Protokol Konuşması

 - Kuran-ı Kerim Tilaveti (Gölcük Müftülüğü)

 - Dua ve Şehitliğin Gezilmesi


Saat : 11.00

Yer : Gölcük Belediyesi Değirmendere Sanatevi  Sergi Salonu

 - 1 Mart Üsküdar Vapuru Faciası

    Arşiv, Fotoğraf ve Gazete Küpürleri Sergisi


Saat : 11.30

Yer : Değirmendere Merkez Cami

 - Mevlid-i Şerif Okunması


1 Mart 1958 Üsküdar Vapuru Faciası

Üsküdar vapuru faciası ya da Körfez Faciası olarak bilinen Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül sivil deniz kazasıdır. 1 Mart 1958'de İzmit - Gölcük arasında sefer yapan Üsküdar isimli vapur, İzmit iskelesinden hareket ettikten sonra Derince yakınlarında şiddetli rüzgar sebebiyle batmıştır. Kayıplar hakkında net bir bilgi yoktur kimi kaynaklara göre 200-300 kimilerine göre 400-500 yolcu hayatını kaybetmiştir.

Yolcuların çoğunu İzmit Lisesi ve Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi talebeleri oluşturuyordu. Yolcularından yalnızca 40 kişi kadarı kurtulabilmiş, diğerleri dalgaların arasında kaybolup gitmişti.

1950'li yıllarda Karamürsel ve Gölcük'te lise yoktu. Kara ulaşım vasıtaları da kısıtlıydı. Bu sahil ilçelerinin gençleri aynı zamanda ekonomik olan vapur yolculuğunu tercih ediyorlardı. Cumartesi günleri yarım gün eğitim verildiğinden, öğle tatiliyle birlikte öğrencilerin tamamına yakını vapura bindi.
Derince açıklarına gelindiğinde şiddetli fırtınaya yakalanan ve çoğu kısmı ahşap olan Üsküdar vapurunun kaptan köşkü uçtu. Kumandasız kalan vapur, yan yatarak battı. Bazı kayıtlarda vapurun ikiye bölündüğünden de söz edilir.

Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'na ait Deniz Üssü'nden yardıma gelen denizaltı ve savaş gemileri, denize dökülen yolcuların ancak küçük bir bölümünü kurtarabilmiştir.