ORADA KİMSE VAR MI ?

Her enkazın sessizliğine seslendik, Bir ümitle ! Bekledik, En küçük bir inilti, ses ya da işaret gelir mi? Günler süren enkaz kaldırma çalışmaları hassasiyetle yürütüldü. Günler sonra bile ümit ederek bir can daha diye çalışıldı. Anneler ağladı, “bari mezarı olsaydı” diye, Bulamadık ! Bulduklarımızdan, o karmaşada günlerce haber alamadık, Geri gelecek mi, diye bekledik. Gece yarısı cenazeler gömülüyor, Bir yandan da yenileri geliyordu.

Deprem çok şey öğretti... İnsanlar tanıdık, Dış görünüşe göre insanların değerlendirilemeyeceğini öğrendik. İnsanlar tanıdık, Yaşam tarzına göre insanların değerlendirilemeyeceğini öğrendik. İnsanlar tanıdık, Menfaat için neler yapılabildiğini gördük, Nefret ettik. İnsanlar tanıdık, İnsanlığımızdan utandık... Sonra da şükür ettik, Bizi insanlığımızdan utandıranların sayısı çok ama çok azdı.

Evindeki son rızkını arabasına atıp çoluk çocuk “yardım getirdim” diye gelen de vardı. Ne faydam olursa diye çıkıp gelen de… “İnsani değerlerini yitirmemiş ne çok insan varmış” dedirten pek çok örnek...

45 Saniye önce senin olan dünya malı artık dünyada kalmış, Yaşıyorsan da dünya senin olsa sana faydası kalmamıştı. Öyle bir travmaydı ki, sevmekten korkar olmuştuk, Sevdiğimiz kim varsa hep kaybetmekten... Öyle bir travma ki, 18 değil 58 yıl geçse taze ve aynı yerde duruyor.

O günlerde enkazlarda sesimizi duyamayan, Bazıları günler sonra bulunarak defnedilen canlarımız var ya… Bu günlerde bizler duyamasak da bu defa onlar bize sesleniyor. “Orada kimse var mı? Ardımdan bir Fatiha olsun okuyup bana gönderecek…”