Dün aynı başlıklı yazımız bir hayli yankı uyandırmış..
Akşama kadar arayan arayana..
Sağolsunlar;
Telefonların büyük çoğunluğu,
Doğru yazdığımız konusu ortak fikirdi…
Bugün devam edelim ,
Gölcük tabir caiz ise 72 milletin bir arada yaşadığı bir ilçe…
Doğulusu, batılısı ,
Türkiye'nin dört bir yanından gelen ,
Çok değişik kültürler ve sosyo eknomik çevrelerden yetişmiş bir insan mozaği…
Aşırı dincisinden tutun da,
Sol'un en solu ideolojisini benimseyenler…
Yani, Sağcısı, solcusu,porta yolcusu hepsinin var olduğu bir kent..
Doğal olarak da,
Her kesimin inanışı, düşüncesi, yaşam tarzı, hayata bakışı farklı…
İşte Gölcük'ü yönetecek isim öyle biri olmalı ki,
Amiyane tabirle cami cemaatinin dilinden de,
Meyhaneye giden vatandaşın konuşmasından da anlamalı…
Dar kalıplara sıkışmış,
Dünya'ya “at gözlüğü ile bakan” isimlerle bu kentin bir geleceği olamaz…
Akçeli işlere zaten girmiyorum…
Gölcük'ü yönetecek kişini n olduğu gibi,
Çevresinin de , ekibinin de ekonomik durumu çok iyi olmalı…
Ve elbet de bir duruşu olmalı..
Bu kenti,  İzmit 'e , İzmit lobisine ezdirmeyen,
Yeri geldiğinde,
Arkasına alacağı “vatandaş” gücüyle sesini yükseltebilen bir isim,
Bu kente şehr-i emin olmalı…
Olmalı ki,
Gölcük daha da ileri gitmeli,
Gelişmeli,
Genciğ, yaşlısı bu kentde yaşamaktan mutlu olmalı…
“Gölcüklüyüz” demekle, sonradan kurulan bir kentin “ yerlisi” olmaya çalışmak,
EN çok o insanlara zarar verir…
Bu kent de yaşayan,
Çalışan,
Üreten herkes bu kentlidir ve,
Yönetecek kişi de önce bu bilinçte olmalıdır…