DONANMA'YA YAKIŞIR ZAFER KUTLAMASI

İlk tören Garnizon Sineması Salonu'nda yapıldı. Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele'nin yanı sıra Gölcük Tersane  Komutanı Tuğamiral Mehmet Şevki Şekerefeli, Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Nazmi Ekici, Denizaltı Filosu Komutanı Tuğamiral Mithat Kemal Algül ile Kaymakam Adem Yazıcı, Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş Gaziler, vatandaşlar, öğrenciler ve askerlerin katıldığı tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. 
Komutanlığın sinema salonunda düzenlenen törende konuşan Siyasi Tarih Uzmanı Prof. Dr. Hikmet Özdemir, Türk milletinin en anlamlı ve özel gününün 18 Mart olduğunu söyledi.
Çanakkale'de elde edilen başarının "Birinci Dünya Savaşı'ndaki ilk zafer" anlamını taşıdığına dikkati çeken Özdemir, "Bugünü hatırlamak çok önemli. Bu harbe mecbur olduğumuz için girdik, isteyerek girmedik. Bugünü hatırlamak çok önemli. Harpte 350 bin askerimizi şehit verdik, 4 yıl içinde, hem de çok geniş coğrafyada" şeklinde konuştu.
Harbin Türk tarihi açısından önemine değinen Özdemir, "Harpte 450 bin askerimizi de hastalıktan kaybettik. O canlarımız çatışmada değil, salgın hastalıktan dolayı yaşamını yitirdi. Bu harbe giren dünya orduları içinde hastalıktan en fazla zayiat bizim ordumuzdadır. Çanakkale'de göğüs göğüse çarpışmalarda 57 bin askerimizi kaybetmişizdir, 52 bin askerimizi de Gelibolu'da hastalıktan kaybetmişizdir" ifadesini kullandı.
"Harpte kırsal alandan köylere dönme oranı on üçte bir"
Özdemir, Osmanlı Devleti'nin harbe her alanda hazır olmadığını vurguladı.
"Bizim deniz gücümüz de bu harbe hiç hazır değildi" diyen Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Deniz gücümüz 'yok' denecek azdı. O dönemde güçlü donanmamız olsaydı, o düşman gemileri Çanakkale Boğazı'na gelebilirler miydi? Biz onları Akdeniz'in sularına gömmez miydik? Akdeniz'de yokuz. Bize ait bayrağımızı dalgalandıran gemimiz yok. 100 yıl önceki harp için söylüyorum, deniz gücümüz yeterli olsaydı, bir bilim odamı olarak söyleyeyim, belki de Ermeni tehciri kararını almak zorunda kalmazdık çünkü 1915'te tehcir kararını bu şartlarda aldık. 1916'ya geldiğimiz zaman Trabzon, denizden işgal edildi.
Bu olayı kendimizin parçası haline getirdikçe hatırlamamız anlam kazanacaktır. Biz, Türkiye'nin çeşitli yerlerinden vatan hizmetine koşan askerlerimizi çok daha iyi anlayacağız. Bir araştırmaya göre, 1914-1918'lik alan diliminde kırsalda cepheye gidip de köylere dönme oranı on üçte birdir. Böyle bir milletin evladıyız. Bir mezradan 5 kişi gidiyor harbe, 5'i de kardeş. Şehitlerin anılması... Milletimiz yaşadıkça ebediyen bu işi layıkıyla yapmalıyız."
Konuşmaların ardından Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele, Özdemir ve Muavenet-i Milliye Gemisi'nin Torpido Yüzbaşısı Ali Haydar Öztalay'ın kızı Esin Öztalay'a hediye verdi.
Öztalay, gazetecilere yaptığı açıklamada, babasının, savaşta bir zırhlıyı batırdığı anda "Bugün bunu gördüm, ölsem de gam yemem" dediğini belirterek, ona layık olmaya çalıştıklarını anlattı.
Ankara Devlet Opera ve Balesi, daha sonra "Çanakkale Şehitlerine" adlı konser verdi. Konserin ardından programa katılanlar gemilerle seyire çıktı.