BARIŞ 6 KİŞİYE HAYAT VERDİ

İzmit Karabaş Mahallesi’nde oturan İsmail Bakan ve Serpil Bakan çiftinin çocukları Barış Anıl Bakan (26) geçtiğimiz günlerde havale geçirdiği için özel bir hastanede yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmış ve arife gününden bir gün önce de beyin ölümü gerçekleşmişti. Çocukları yoğun bakımda makineye bağlı yaşatılırken acılı anne baba topluma örnek olabilecek bir karar alarak Barış Anıl Bakan’ın organlarını bağışladı. Engelli olan çocuklarına 26 yıl gözleri gibi bakan anne babanın büyük bir duyarlılıkla bu kararı alması sonrası Barış Anıl Bakan, organ bağışı bekleyen 6 kişiye hayat verdi. Barış Anıl Bakan’ın cenazesi ise arife günü Fevziye Camii’nde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazı sonrası Bağçeşme Mezarlığı’nda toprağa verildi.

İLK OLARAK KARŞI ÇIKTIM
Zor bir karar da olsa her vatandaşın organ bağışı konusunda duyarlı olması gerektiğini belirten baba İsmail Bakan yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bana oğlumun organlarını bağışlamamı söylediklerinde ilk olarak karşı çıktım. İstemedim. Çünkü nasıl olacağını bilmiyordum. Bazı tereddütler yaşadım. Ve kesinlikle olmaz dedim. Sonra kızımla eşim bunun çok ulvi bir davranış olacağını, çocuğumuzun organlarını yaşatarak onu da bir nebze olsun yaşatmış olacağımızı söylediler. Çok güvendiğim, İzmit’te tabip odası başkanlığı yapmış, başhekimlik yapmış Dr. Işık Elgün aklıma geldi. Çok değer verdiğim, çok yakın bulduğum birisidir. Onu aradım. Telefonuma cevap verdi. Beni dinledikten sonra bu karar için beni çok takdir etti, ‘Hiç çekinme organlarını bağışlayın oğlunuzun’ dedi. ‘Benim oğlum dahi olsa organlarını bağışlardım’ dedi. ‘Sen oradaki doktorlara inan, güven’ dedi. Işık beyle konuştuktan sonra tamamen ikna oldum. Verme taraftarı oldum. Sonra süreç başladı.

DOKTOR SARILIP BİZİ ÖPTÜ

Organ bağışı konusu gündeme geldiğinde Anıl’ın kalbi ve korneaları da nakil için uygundu. Tabi çocuğum makineye bağlı yaşadıkça göz kornealarını kaybetti. Son 36 saat içerisinde de kalbi hasar gördü ve o da alınamadı. Dolayısıyla böbrekler ve karaciğerinin alınabileceğini söylediler. Beyin ölümü süreci nedeniyle kalbi nakil için uygunluğunu yitirdi. Testler yapılıyor çünkü sürekli. Oğlumun kalbinin de bir kişiye hayat vermesini gerçekten isterdim. Ama olmadı. Böbrekler ve karaciğerinin 6 kişiye nakledilebileceğini ve çok sağlıklı olduğu bize söylendi. Çocuğumuzun organları alındıktan sonra oradaki doktor sarılarak bizi tebrik etti, öptü ve dedi ki, ‘Anıl çok güzel bir görev üstlendi. Bekliyorlar. Ama Edirne’den gelen bir hastaya organ uymadı.’ Birtek bunu biliyoruz. Ondan sonra ne olduğu biz bilmiyoruz. Böyle durumlarda aslında bir sürü hasta sırada beklermiş. Hepsi sırada bekliyorlarmış. Öyle bir durummuş ki bu o anda organ bekleyen hasta öksürüyorsa, gripse, ateşi biraz fazlaysa o organ uymazmış. Onun için onlarca kişiyi sırada bekletiyorlarmış.”

DÜNYANIN EN ZOR İŞİYDİ
Baba İsmail Bakan son olarak şunları söyledi: ‘’Ben bu süreçte bir araştırma yaptım ve İzmit’in organ bağışında birinci olduğunu öğrendim. Çok hoşuma gitti. Biz bayramdan sonra ilgili kurumu arayıp Anıl’ın kaç kişiye can verdiğini öğreneceğiz. Çünkü bu tip durumlarda karşı tarafın kimliğini size vermiyorlar. Sadece karşı tarafa bizim telefonumuzu veriyorlar. Onlar tercih ederse görüşebiliyormuşuz. Yani oğlumuz bir yerde yaşayacak ama biz belki de bilmeyeceğiz. Son olarak şunu söylemek isterim, biz bu kararı verdik; saat 13.30’da çocuğumuzla son kez vedalaşmamız için ameliyathaneye aldılar. Orada çocuğumuzla vedalaştık, sürecin ne olacağını, son durumun ne olacağını orada sorduğumda, “Çocuğunuz buradan morga inecek” dendi. Bize bir oda tahsis ettiler. 3 buçuk saat sürdü. Bir anne baba için orada o 3 buçuk saati doldurmak dünyanın en zor işiydi. Şimdi sen bana bir daha sorsan aynı şeyi yapabilir misin diye, yapabilirim diye sana söz veremem. O cesareti gösterebilir miyim bilemiyorum. O 3 buçuk saat bitmedi bizim için. Allah kimseye vermesin, düşmanıma da vermesin. Bir daha böyle bir şey yaşamak istemem.”

YAVRUMA BEBEK GİBİ BAKTIM
Böyle bir kararı almakta çok zorlandıklarını fakat doğru bir şey yaptıklarını düşündüğünü belirten anne Serpil Bakan ise şunları söyledi: ‘’Bir evlat belki anne babası için böyle karar verebilir ama bir anne baba için evlatları hakkında böyle bir karar vermesi çok zor. Benim yavrum engelliydi, 26 yıl bile yaşaması imkansız deniyordu. Biz çocuğumuzun hastalığını öğrendiğimizde, ‘Yaşatamazsınız bu çocuğu’ demişlerdi. Sonra bize en fazla 17 yıl yaşar demişlerdi. Biz yavrumuzu 26 yıl yaşattık. Bana yoğun bakım doktoru, ‘Bu tip çocuklar asla Anıl gibi olmaz’ dedi. ‘Kan değerleri, bütün değerleri normal bir çocuğun daha üstünde’ dedi. ‘Siz bu çocuğa çok çok iyi bakmışsınız’ dedi. Ben yavruma bir bebek gibi 26 yıl baktım.

 

OĞLUMLA GURUR DUYUYORUM
26 yıl koynumda yatırdım. Hiç yanımdan ayırmadım yavrum nöbet geçirir, ben de yanında olamam diye. Benim oğlumun yaşarken kendine hiç faydası olmadı. Yemeğini yiyemedi, üstünü giyemedi, hiçbir ihtiyacını göremedi ama ölürken 6 kişiye can oldu. Oğlumla gurur duyuyorum. O gökyüzünden bizi izliyor o da bizimle gurur duyuyordur eminim. Canım oğlum seni çok seviyorum. Çok ama çok acı, tek tesellim bir yerlerde senin organlarının yaşadığını bilmek. Hoşçakal annem.”