AKPINAR 'SEÇİM BARAJI KALDIRILMALIDIR''

Akpınar, en kısa zamanda yeni tip korona virüsün (Kovid-19) yok olmasını ümit ettiklerini belirterek, virüs nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, hastalara ise acil şifalar diledi.

Korona virüs sürecinde pek çok sektör gibi tarım ve hayvancılığın da öneminin anlaşıldığına dikkati çeken Akpınar, üreticilerin yüzünün gülmesi için hem var olan desteklerin artırılması hem de yeni desteklerin eklenmesinin gerektiğini söyledi.

Akpınar, "Tarlada 1 lira olan, pazarda 3 lira olmamalı. Tüketicinin, değerinde ürüne erişebilmesi sağlanmalıdır. Hatta öyle örnekler var ki bazı ürünler tarlada çürüyor fakat market ve pazar asla ürünün fiyatını indirmiyor. Bununla ilgili tedbirlerin alınması lazım. Tarımın, hayvancılığın ve çiftçinin desteklenmesi lazım. Desteklensin ki köylüyü köyde tutabilelim." dedi.

Bütün vatandaşların 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayan Akpınar, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm şehitleri rahmet ve şükranla andı.

Akpınar, her milli bayramda bazı Osmanlı yöneticileriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü karşı karşıya getirmeye çalışanların olduğunu belirterek, birini sevip diğerine düşman olmanın büyük yanlış olduğunu ifade etti.

Bu tür tartışmaların vatan, millet düşmanlarından başka hiç kimseye faydası olmadığını dile getiren Akpınar, "TBMM, Meclis-i Mebusan'ın ilan ettiği gündemi görüşerek çalışmalarına başlamıştır. Bu anlamda TBMM, Meclis-i Mebusan'ın, Türkiye de Osmanlı İmparatorluğu'nun devamıdır." ifadelerini kullandı.

Akpınar, 19 Mayıs günü Yunanistan'da Türk bayrağının yakıldığını belirterek, Yunan hükümetinin, bu davranışa sessiz kalmasını kınadı.

"Genelde ve yerelde barajlar kaldırılmalı"

Akpınar, Seçim Kanunu'na ilişkin tartışmalara ilişkin, "Eğer Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Yasası'nda bir değişiklik yapılacaksa, genelde ve yerelde barajlar kaldırılmalı, seçimlere girme hakkı kazanan her siyasi partinin hazine ve seçim yardımından faydalanmasının sağlanması gerekmektedir." ifadelerine kullandı. 

Ülkenin güvenliği için görev yapan Mehmetçiğe ve ordu mensuplarına teşekkür eden Akpınar, "Bizim ne işimiz var Afrin'de Libya'da, diyenler, ne işimiz olduğunu inşallah bugün görmüşlerdir. Türk'ün ve Müslüman'ın olduğu, hele Osmanlı bakiyesiyse her yere gideceğiz. İsrail bütün dünyaya meydan okuyor. Beklesinler, Libya'ya, İdlib'e giden Mehmetçik, kahraman Türk ordusu bir gün Kudüs'e de gidecek." Dedi

 

"Çerkez Soykırımı ve Sürgünü'nün 155. yılı" 

Akpınar, mesajında, Rusya'nın, 16. yüzyılda başlayan ve 300 yılı aşkın zaman süren Kuzey Kafkasya'ya hakim olma çabasının 1864'te farklı bir evreye girdiğini belirtti. Bu tarihe kadar, Ruslar tarafından bir devlet politikası haline gelen bölgenin etnik yapısını değiştirme ve bölgede yaşayanları göç ettirme çabalarının, parça parça ve istikrarlı olarak devam ettiğini aktaran akpınar, 1864'te Rus ordusunun, ateşkes ilan etmiş olmasına rağmen bölgeye girdiğini kaydetti.

Akpınar, ateşkesin yürürlükte olmasının, Rus ordusunun herhangi bir dirençle karşılaşmadan hareket etmesini sağladığını, ardından tarihin en büyük soykırımlarından birinin başladığını ifade etti.

Rus kaynaklarındaki resmi rakamlara göre 400, bağımsız kaynaklara göre 600 bin kişinin katledildiğini hatırlatan Akpınar, bölgede araştırma yapan tarihçilerin, soykırım tanıklarıyla yaptığı görüşmeler sonucunda, tarihin hiçbir döneminde böyle bir vahşetin yaşanmadığının dile getirildiğini aktardı.

21 Mayıs 1864'te yoğun olarak başlayan katliamlar ve sürgünde, tüm bölge nüfusunun dörtte üçünden fazlasına tekabül eden 1,5 milyon kişinin göçe zorlanarak ve katledilerek yok edildiğini belirten Akpınar, şöyle devam etti:

"Tarihi kaynaklarda, göç esnasında, göçe zorlananların neredeyse yarısının hayatını kaybettiği yer alır. Tarihe 'Büyük Çerkes Sürgünü' olarak geçen hadisede, 'Kuzey Kafkasya Türkleri' olarak adlandırdığımız kardeşlerimizin yarısından fazlası, tabii vatanları Osmanlı Devleti topraklarına sığındılar. Ciddi sayıda insan da dünyanın dört bir yanına dağıldı. Yaygın şekilde 'Çerkes' olarak adlandırılan Kuzey Kafkasya halkları, daima büyük Türk milletinin asli unsurlarından biriydi, öyle olmaya devam edecek. Her yıl 21 Mayıs'ta, 'Büyük Çerkes Sürgünü' olarak bildiğimiz soykırımında kaybettiğimiz kardeşlerimizi anıyor, acılarını yüreğimizde taşıyoruz."