ÇAVDAR ''AKŞENER NOTER MASASINA GERİ DÖNDÜ''

DEPREMZEDELERE YARDIMIMIZ DEVAM EDECEK

Başkan Çavdar "Kırkıncı gününe yaklaştığımız asrın felaketininin yaraları hem afet bölgesinde hem de ilçemizde sarılmaya devam ediyor. Deprem bölgesinden gelen, ilçe teşkilatımızıza haber verilen her aileye maddi manevi olarak desteklerimiz devam ediyor, psikolojik destek için elimizden geleni yapıyoruz. Bu vesileyle tekrardan yardımlarını esirgemeyen kıymetli hemşehrilerimize, yardım için  bizlerle iletişime geçip destekte bulunan bu bölgenin değerli sanatçılarına teşekkür ediyoruz.
Allah hayatını kaybedenlere rahmet eylesin,geride kalanlarına sabırlar versin".

TİYATRO ÇADIRINDA KOMEDİYİ GÖRDÜK

Başkan Çavdar "Tüm bunlar olurken ülkesine, töresine yabancılaşmış siyasi kişiliklerin olur olmaz açıklamaları, acılar varken ülkeyi nasıl kutuplaştırdıklarını izledik. Deprem bölgelerinde çadır kentler kurulurken  Ankara'nın göbeğinde açılan tiyatro çadırındaki komedyayı gördük.

Bir çok kez söyledik,gittiğimiz heryerde anlattık bu masada anca yemek yenir diye.Hatta bir gündem değerlendirmemizde masalardaki menüleri vermiştik.Yemek ve ihanet kokusundan başka bir kokunun gelmediğini söylemiştik.

Velhasıl sonunda beklenen olmuş, kurmay kadro üzerinden karşılıklı sürdürülen ortağını itibarsızlaştırma operasyonları ağır ithamların metne döküldüğü gerilim yüklü bir açıklamayla nihayete ermişti.
İP’li Meral abla siyasi cinnet geçirerek beş müttefikinin üzerine intihar dalışı gerçekleştirmişti.
Siyasi cinnetinin ardındaki baskılanmışlık psikolojisini izah ederken müttefikleri tarafından kıskaca alınmasını ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabule zorlanmasını gösterdi Meral Akşener.
Partisini kanatları altına alarak Meclise taşıyan büyük ortağı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını sıtmaya razı edilme durumuyla ilişkilendirdi.
Bütün partililerini gaza getirdiği, gemileri yaktığı konuşmasına, pişmanlık duyup da geri dönemesin diye kendi dönüş yolunu kapatan taşlar yerleştirdi.
Masadan kalkış şekli masaya bir daha dönmemek üzere kendisini bağlayan ifadelerle doluydu.
“Şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edilmiştir. …Kişisel ajandalar uğruna, mubah sayılan kuyruklu yalanlar; milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih edilmiştir. …yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih edilmiştir. …6’lı masa, artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir, bir noter masasına dönüşmüştür” gibi vurucu sözlerle sadece kendi kalkışını gerekçelendirmekle kalmadı, aynı zamanda hâlâ masada yer alan ittifak üyelerini sıkıntıya sokacak suçlamalarda bulundu.
Bunlarla da kalmadı, yüzünde Rabbi Yessir gördüğü, Fatih Sultan Mehmet’e benzettiği, Erdoğan’ın siyasi kariyerine uyarlamaya çalıştığı Ekrem İmamoğlu’nu ve yedekte beklettiği Mansur Yavaş’ı istiklal harbimizin başkahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün misyonuyla gaza getirerek kendi genel başkanları olan Kemal Bey’e isyana çağırdı.
“Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de; vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlike altında” diye başlayan cümlesi CHP’li iki belediye başkanını kurtuluş savaşının başına geçirmeye ikna girişimiydi.

Meral abla “Hiç şüphemiz yok ki, bu vazife; reddedilemez bir vazifedir” dese de iki belediye başkanı koordineli bir biçimde 23.40’ta birer tweet paylaşarak Kemal Kılıçdaroğlu’na darbe çağrısını reddettiler.
Böylelikle Akşener’in Saraçhane’nin ardından ikinci darbe girişimi de başarısızlıkla sonuçlandı.
Kan gövdeyi götürmeye başladığında muhalefetin televizyon kanallarında yorumcular sırayla Akşener’i linç etme ritüeline başlamışlardı.
Büyük bir olaya karışınca suç geçmişi toplu şekilde ifşa edilen kriminal tiplere yapılanlar Meral ablaya da yapıldı.
Çiller DYP’sinden başlatılan siyasi sabıkası irdelendi ve huylunun huyundan vazgeçmediği kanaatine varıldı.
Sokakta mikrofon uzatılan vatandaşın yorumları da Akşener’e tepki içeren sözlerle doluydu.
Yıllardır mağduriyet edebiyatıyla siyasi heybesini dolduran Akşener, bu kez mağdur edici bir rolle karşılarına çıkmış oldu. Gönlü mağdura kayan toplum Kemal Bey’e heybeli bir saldırı düzenleyen Meral Akşener’e kınama cezası kesiyordu.
İP Genel Başkanı, ihtilal planını Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan gelecek olumlu geri dönüşe bağlamış görünüyordu. İki belediye başkanını göreve çağırması kabul görmeyince sudan çıkmış balığa döndü. Kılıçdaroğlu’nu yalnızlaştırmaya çalışırken kendisini büyük bir boşluğun içine düşürdü.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş İP Genel Merkezi’ne gelerek Meral Akşener’le bir toplantı gerçekleştirdiler.

Belli ki tüm siyasi varlığını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Meral Akşener masadaki konumuna geri dönmenin peşindeydi ama tükürdüğünü yalama görüntüsü vermeyeceği bir formül arayışındaydı.
Akşener ittifaka dönüş şartını CHP'li iki belediye başkanının cumhurbaşkanı yardımcısı yapılması olarak sundu.
Talep Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kabul gördü.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etmeyerek masadan kalkan Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul edeceği noter masasına “tıpış tıpış” döndü.
“Millet iradesini yansıtmıyor, mubah sayılan kuyruklu yalanlar, yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar” veryansını, kuyruğu dik tutma adına uydurulan iki belediye başkanı formülüyle yalanıp yutuldu.

Bölgemizdeki İp’li ilçe başkanıda Nasrettin Hoca fıkrasıyla Kılıçdaroğlunu tokatlarken bir yandanda çay demleyip içiyordu. Ama oda nesiydi demlik bitmeden ablası masaya geri dönmüştü. Kazanamayacak adaya selam durmuştu.
Sözün özü şudur;
Akşener noter olmayı kabul ederek,  kazanamayacak adayın arkasında hizalanarak masaya döndü. Bunu da tekrardan baraj altı kalmamak, seçim kaybedilince de muhalefetin haini olarak çarmıha gerilmemek için yaptı.
Muhalefet partileri iktidara gelirlerse ülkeyi krizlerle, kaprislerle, kaos iklimiyle nasıl yönetilemez kılacaklarının güzel bir fragmanını verdiler.
Altına imza attıkları metinlerin, ağızlarından dökülen sözlerin bir anda nasıl hükümsüz hâle gelebileceğini gösterdiler.
Güvenilmezliklerinin altına bir kez daha kalın çizgiler çektiler.
Dün de kaybediyorlardı ama şimdi daha afili kaybedecekler…

Gündemi sadece sosyal medyadan takip eden araştırmayan ,söyleyeceklerini ölçüp biçmeden siyaset yapanların topluma kazandıracağı hiç bir şey yoktur. İP’li ilçe başkanı yine bir şeyler kaleme almış,MHP yi Hüda Par üstünden vurmaya çalışmış ve şöyle söylemiş lafına başlarken…”Bizi HDP ile yan yana getirmek isteyenler”
Hangi HDP sayın başkan?
İp’li ablan HDP için  “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” dedi.
Selahattin Demirtaş’la kahvaltı masasında buluşmak istedi.
“AK Parti ve MHP, HDP’yi şeytanlaştırdı” dedi.
Müsavat Dervişoğlu HDP’ye  “meşru” dedi.
HDP “Yavuz İt yine bağırıyor” diye hayıflanırken Yavuz Ağıralioğlunu görevden aldınız.
Yahu sizin Genel Başkan Yardımcınız Ensarioğlu bölücü başına ev hapsi isteyen,HDP nin kapatılmasına karşı çıkan, Çözüm süreci için elimden geleni yaparım diyen birisi.
Sizi HDP ile yan yana getirmeye çalışmak kimin haddine. Siz HDP nin ta kendisisiniz.

Bırakın Hüda Par ı bütün siyasi partiler HDP çatısı altında birleşseniz Milliyetçi Hareket Partisi karşınızda tarihinden gelen şanlı kodları ve refleksleriyle her zaman karşınızda yumruk olacaktır. Bizden yana müsterih olun ,eğer vatanınızı düşünmek istiyorsanız gidin cumhurbaşkanı adayınıza,anayasadan türk kelimesini çıkartan ,anayasanın ilk 4 maddesini değişeceğini söyleyen masa ortaklarınıza,genel başkanınıza ,genel başkan yardımcılarınıza hesap sorun.


Gündemimiz depremdir.Yazılanları konuşulanları tek tek not edip yeri geldiğinde tekrar milletimize anlatacağız.Şu süreç bitene kadar kendinize cevap verdirecek açıklamalardan kaçınmalı,yaraları sarmaya devam etmelisiniz.